30 Mart 2014 Pazar

Konyaspor - Galatasaray Maç Yazısı | Fikri Hür, Vicdanı Hür Galatasaray Taraftarıyım

Rüzgarın fazlasıyla etkili olduğu Torku Konyaspor maçında, ilk devre pas yapmakta dahi zorlanan bir Galatasaray ile karışılaştık. Torku Konya'nın ön alanda yaptığı baskı, Galatasaray'ı ileriye uzun oynamaya mecbur bırakırken; Felipe Melo'nun eksikliği ilk yarı boyunca fazlasıyla hissedildi. Ceyhun Gülselam'ın yavaşlığı eleştirilirken, benim için asıl mesele yaptığı pas hataları. İleriye çıkarken kaptırdığı toplar, Galatasaray kalesine pozisyon olarak dönüyor. Oyunu ileride oynayabilmek için rakip sahada pas yapabilmenin elzem oluşu tek yönlü futbolcularla pek mümkün görünmüyor. Ceyhun'dan çok büyük beklentilerim yok fakat yanında ki arkadaşına da pası aktarabilmesi, bu seviyelere gelmiş bir futbolcuda bulunması gereken en önemli özellik olmalı. Galatasaray'ın ilk yarıda ki en büyük sorunlarından bir tanesi iki bekini oyuna dahil edemeyişiydi. İlk yarı boyunca oynanan 4-4-2 (diamond/baklava) formasyonunda sağ ve sol kanatlarda oynayan futbolcuların olmayışı, Alex Telles'i ve Ebuoe'yi etkin bir şekilde kullanmamızı engelledi. Alex Telles adam eksilterek çizgiye inmekten ziyade, önünde oynayan oyuncuyla yaptığı verkaçlarla çizgiye inebilen bir bek. Bu sebepten sol açıkta Sneijder'in veya bir başka futbolcunun oynaması Alex Telles'in verimliliği için çok önemli. İkinci yarıda tekrar 4-3-3'e dönen Galatasaray'da Alex Telles ve Ebuoe oyuna daha fazla katkı sağlamaya başladı. Rüzgarı da arkasına alan futbolcular, topu ikinci bölgeye daha rahat taşıdı. İlk yarıda Sneijder'in poziyonunun haricinde net bir fırsat yakalanamazken; ikinci yarıda bir çok fırsat harcandı. Yine "ahlar/vahlar" eşliğinde yitip giden 2 puan ve tekrardan yükselen istifa sesleriyle İstanbul'a döndük. 



Roberto Mancini için zor dönemlere girmiş bulunuyoruz.Özellikle yaratılan baskı ortamıyla iplerin gerildiği bir gerçek. Konya maçının ilk yarısında denediği 4-4-2 çare olmazken, ikinci yarıda tekrar 4-3-3'e döndü. Sistemde ki değişikliğin zamanlanması iyi olsa da oyuncu değişiklikleri tam bir fiyaskoydu. İkinci yarıya Ceyhun'un yerine Hajrovic ile başlamasını beklerken, bu değişiklik 80. dakikada ancak yapıldı. Sahada yokları oynayan Burak Yılmaz'ın yerine, tabelada Umut Bulut'u görmemiz de şaşırtıcı oldu. 90. dakikada oyun durmadığı için yapılamayan Ontivero hamlesi, tartışılan bir başka konu. İngiltere'de uzatma dakikalarına süre kazandırmak için zaman zaman denenebilen bir olay. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var ki burası Türkiye ! Hakemlerimizin uzatma süresini, ezbere gösterdikleri 3 dakika olarak görmelerinden dolayı pek faydalı sonuçlar doğuracağı söylenemez. Aslında bu konu Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya da benziyor. O yüzden uzatmalarda yapılmaması gerekenleri bir zahmet Tugay Kerimoğlu'nun, Roberto Mancini'ye iletmesi gerekmekte. Berk İsmail Ünsal'a güvenip oyuna sürmesi ise gecenin en güzel hareketiydi. Kaçırdığı golde ofsayta düşmemesi, yaptığı dribbling ve vuruş tekniğiyle yeteneğini belli etti. Bence onun için en hayırlısı golü kaçırması oldu. Çünkü beklentilerin yükselmesi Berk İsmail'e şuanda yapılabilecek en büyük hata olurdu. Yavaş yavaş takımda yer bulmaya ve kadroya girmeye başlaması, Berk İsmail adına en olumlu senaryo olur.

Taraftarlar olarak bu sezon futbolculardan, yönetimden ve Roberto Mancini'den de fazla yıprandık. 
2013'ün Eylül ayından bu yana yaşanılan badireler, taraftarlar için fazlasıyla yorucu oldu. Artık bir an evvel "sezon bitsin" kıvamına geldik. Ayrıca Galatasaray'ı kaosa sürüklemek için pusuda bekleyenlerden de gına geldi.

Bir anda türeyen istifa çığırtkanları kalan 7 haftada nasıl bir yol izleyip, takımı düzlüğe çıkartacaklar ? İstedikleri gibi Mancini'nin 20 milyon Euro'yu bulan tazminatını ödeyip gönderdik. Eeeeeee ? Haydi iyimser olalım Lucescu'yu getirdik. Gelir mi sizce ? Geldi diyelim... Ligin bitmesine 7 hafta var ve Lucescu, Shaktar'ı bırakıp bize geldi ! Bütün maçları kazanarak 7'de 7 yaptık. Şampiyon olabilecek misin ? Türkiye Kupası'nı kazanabilecek misin ? 20 milyon Euro'yu tekrar kasaya koyabilecek misin ? Haydi Ünal Aysal'ı da yolladın. Olağanüstü genel kurulun toplanması zaten Mayıs ayını bulacaktır. Sezon bitti ! Ne anladım ben bu işten ? Akıl noksanlığında son noktadayız ! Sabret güzel kardeşim,sabret ! Sezon hele bir bitsin, faturayı kesme kısmı kolay... 7 hafta kala neyin acelesi bu ? Pek akıl karı bir iş olmadığı kesin ama birilerinin de bu olayda parmağının olduğu bariz ! Israrla ateşe kömür atıp, bu ateşi harlayıp yaşananlardan çıkar sağlamaya çalışan bir güruh var. Lafa geldiğinde Galatasaray'ın yılmaz bekçileri olduğunu söyleyenler olmasın sakın ! Ta kendisi kardeşim ta kendisi... Aynen o güruhun baş rolünü oynadığı ve bu filme bizi de ortak ettiği bir film bu ! İçerisinde siyaset de var çıkar ilişkileri de... Camia içerisinde ki muhalif kanattan, siyasi erke kadar bir çok kesimin bu olayda parmağı var. Galatasaray'ı 3 sezon öncesine döndürme gayeleri bundandır.

Tribünde 400 kişinin yaktığı ateşi, medya maymunlarının da katkısıyla, yangın halinde her hafta izler olduk. Sen, ben, hepimiz lamba gibi izliyoruz ! Oradan bakıldığında nasıl görünüyor bilemem ama; buradan fazlasıyla can sıkıcı. 6 Nisan'da Fenerbahçe ile oynuyoruz. "Arena'da istenmeyen olaylar" başlığıyla çıkacak gazete manşetleri şimdiden hazırdır. O yüzden 2007'de oynadığımız "sulu" derbiyi unutma ve provokasyona gelme !  Mahmut Uslu ve çetesinin hafta ortası yapacağı açıklamalara zerre takılma ! Her sene aynı şeyler... Takıma bu hafta sahip çık ve şikecilere gereken cevabı sahada ver ! Galatasaray'ı çıkarları uğruna kullanan güruha aldırış etme ve Tevfik Fikret'i unutma !



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder