29 Kasım 2014 Cumartesi

Gaziantepspor - Galatasaray Maç Yazısı | Agresif Kimlik ve Hamza Hamzaoğlu

Uzun zamandır yazmıyordum. Yazacak çok şeyin, konuşulacak birçok konumuzun olmasına rağmen yazmamak en iyisiydi. Klavyeden çıkan her harfin, Galatasaray'a zarar vereceğini bilmek yazmaya engel oldu. Şimdi yeni bir başlangıcın zamanı olsun diyelim...

"AGRESİF" KİMLİK

Sezon başından beri Galatasaray kötü futbol oynuyor. Sebepleri herkesin malumu. O yüzden oyunculara, hocaya veya yönetime vurmak yerine, en büyük kaybımızdan yani "agresiflikten" bahsedeceğim. 

Galatasaray'ın Derwall döneminden beri sahaya yansıttığı agresif ve ofansif futbolu, son 2 sezondur İtalyan ekolüyle geride bıraktık. Görev süresince hep desteklediğim Mancini ile başlayan "alan savunması" ve rakibi geride karşılama projesi, Galatasaray'ın genleriyle örtüşmüyordu. Haziran ayında Alman ekolüyle ofansif ve agresif futbol vaadleriyle beraber "Prandelli kabusu" ile karşılaştık. Yönetimsel zaafiyetin son ürünü (Prandelli ve İtalyan ekolünün devamı) ile beraber sezonun dibe vuruşu da gecikmedi. Kadro istikrarsızlığı, sistemin belirsizliği ve finansal krizlerin akabinde; başarısız sonuçlar işleri arap saçına çevirdi. Galatasaray'ın son 14 ayı genlerinin yozlaşmasıyla geçti. En önemli kozumuz olan agresifliğimiz, son 14 ayda bir kenara atıldı. Gaziantep maçının devre arasında Twitter'da yazmıştım "Sneijder pres yapmaya çalışıyor destek veren yok. Burak prese başlıyor yardıma gelen yok. Böyle "takım" olamazsın." 



Futbol bir takım sporudur. Birlikte hareket etmek gerekir. Tek başına savunma yapmanın veya tek başına hücum yapmanın takım sporlarında yeri yoktur. Galatasaray başarılı olmak istiyorsa birbiri için mücadele eden futbolculardan kurulu olması gerekir. İleride oynayan futbolcular prese başladığında, diğer oyuncular aynı anda topun olduğu yere doğru hareket etmeli. Hakan Şükür veya Elmander'in en önemli özelliği takımın yapacağı presin startını vermesiydi. Burada önemli bir detay var, arkada oynayan oyuncular Hakan Şükür'e veya Elmander'e destek veriyorlardı. Yani aynı yöne hareket etmeye ve topu kazanmaya çalışıyorlardı. Gaziantep maçının ilk devresinde ve bu sezon oynadığımız diğer maçlarda, rakip futbolcular herhangi bir zorlukla karşılaşmadan, kale sahamıza kadar geldiler. Bunun temel nedeni bahsettiğim agresifliği yitirmiş olmamızdı. İkinci yarıda Umut Bulut'un oyuna dahil olmasıyla takım olarak baskı yapmaya ve dönen topları toplamaya başladık. Diğer önemli bir sonucu ise ikinci yarıda Gökhan Süzen'in rövaşatasının haricinde rakibe pozisyon vermeyişimizdi. Galatasaray skor avantajını eline geçirmek ve diğer kusurlarını kapatmak istiyorsa agresif futbol oynamaya mecbur. Büyük takım olmak bunu gerektirir.

Gaziantep maçının ikinci yarısında bir kıpırdanma yaşadık. Pozisyon sayımız artarken kalemizde verdiğimiz pozisyon sayısı ise düşüş gösterdi. Taffarel'in yönetiminde önemli bir deplasmandan 3 puan aldık. Takımın taraftarla bütünleşmesi açısından da önemliydi. Umarım güzel günlerin başlangıcı olur.



HAMZA HAMZAOĞLU

Prandelli'nin gidişi ile beraber birçok teknik adamın ismi Galatasaray ile anıldı. Taraftar her hocaya bir kulp takmayı başardı. Hamza Hamzaoğlu içinde birçok yorum yapıldı. Sneijder ile ilgili Dünya Kupası'nda yaptığı yorumu ben dahil herkes eleştirdi. Terim'in şürekasından olması ve Sneijder'e düşmanca bir tavır sergilemesi pek kabul edilebilir bir durum değil. Ancak bunlar Hamza Hamzaoğlu'nun düzgün karakterli ve işinde başarılı bir hoca olduğunu değiştirmeyecektir. Galatasaray'ın başarılı olması için desteklemekten başka çare yok. Çünkü "başka GALATASARAY yok !" Bu yüzden kendisine "hoşgeldin" diyorum. İnşallah özlenen Galatasaray'ı bizlere izlettirir.

Hamza Hamzaoğlu kendi kariyeri için de çok önemli bir sınava çıkıyor. Türkiye'nin en büyük kulübünde çok büyük baskı altında çalışacak. Oğuz Dağlaroğlu, Bilal Kısa ve Niasse'yi idare etmekle Muslera, Melo ve Sneijder'i idare etmek bir değil. Maç kaybettiğinde Akhisar'da aldığı eleştiri ile Galatasaray'da berabere kaldığında alacağı eleştiri bir olmayacaktır. Kaybettiğinde kopacak fırtınaları söylemiyorum bile... Bu yüzden çok dikkatli olması gerekiyor. Medyanın daha ilk saatlerde üzerine gittiğini de gördük. "Hamza Hamzoğlu'nun Sneijder için sözleri" ve "Akhisar'ın Fenerbahçe'yi alkışlaması" ilk saatlerde basında yer buldu. Buna benzer birçok haberle taraftarın önüne atılmak istenecek. Yönetim dik durabilirse Hamza Hoca başarılı olur. 

Hamza Hoca sistem olarak 4-2-3-1 oynatacaktır. Sneijder bu sistemde kendisine yer bulurken, Umut Bulut'u da sağ veya sol kenarda izleyebiliriz. Daha ofansif ve topa hakim olan bir takım yaratacağına eminim. Yeter ki "agresif" kimliğimizi hatırlayalım.

Herkese iyi Pazarlar...