20 Ağustos 2013 Salı

Galatasaray - Gaziantep Maç Yazısı | Tribünde Gezi Park'ı Gerginliği ve Tekyumruk

1.Hafta:Galatasaray 2-1 Gaziantep

Galatasaray,Gaziantepspor'u 2-1 ile geçerken , Ali Sami Yen TT Arena'da öne çıkan birçok başlık ve çıkarılması gereken dersler vardı.Öncelikle saha içerisinde kalıp , futbol adına ortaya koyduklarımıza/koyamadıklarımıza bir bakalım.

Galatasaray artık makine düzeninde işleyen bir takım halini alıyor.Çok iddalı bir laf olduğunu biliyorum ama hücum anlamında muhteşem bir pas alışverişi var.Drogba-Sneijder-Burak Yılmaz ve Selçuk İnan arasında ki pas bağlantısı takımı bir anda pozisyona sokuyor.Rakibi çıkarken yakalama konusunda Melo gibi bir oyuncunun takımda olması ve kazandığı topları doğru şekilde arkadaşlarıyla buluşturması , Galatasaray'ı rakiplerinin önüne koyuyor.Bu pas bağlantısında en önemli faktör (geçen sezon Selçuk İnan'dı , buaralar aradığımız Selçuk'a ulaşılamıyor) bu sezon Sneijder'in çok doğru yerlerde topla buluşması ve arkadaşlarına ölçüp biçerek attığı paslar.



Orta sahada ki Selçuk ve Sneijder'in en büyük ortak özelliği ayaklarında çok fazla top tutmamaları.Tekte oynayarak Galatasaray'ın hücumunu hızlandırmaları.Özellikle savunma arkasına çok iyi koşular yapan Burak Yılmaz gibi bir silah için bu çok büyük bir nimet.Gaziantep maçında atılan ilk golde Hamit - Sneijder-Selçuk-Drogba-Burak Yılmaz'ın paslaşması ve Sneider'in ilk pasın ardından attığı 40 metrelik deparla sıfırdan attığı gol , bu pas bağlantısına en güzel örnek oldu.İkinci golde de hızlı oynamanın önemini tekrardan gördük.Sneijder'in aynı şekilde orta sahada aldığı topu hiç bekletmeden 30 metrelik uzun topla Burak Yılmaz'a servisi sonucunda Burak'ın kazandırdığı penaltı , skoru Galatasaray lehine 2-0 yaptı.

Galatasaray'ın ileri hattı kaliteli ayaklarla skoru bir anda değiştirebilirken,son pas tercihlerinde ki hataları ve zaman zaman "lakayıt" oyun anlayışı Fenerbahçe ve Gaziantep maçlarında son dakikaların stresli geçmesine sebebiyet verdi.Fatih Terim'in cezasının son bulup tekrardan kulübede ki yerini almasıyla bu hataların son bulacağı aşikar.

Galatasaray geçen sezon Avrupa maçları sebebiyle sıklıkla yaptığı , skoru bulduktan sonra oyunu rölantiye çevirip "aktif dinlenme"  ayağa pas ile maçı bitirme stratejisi ilk haftalarda Galatasaray'ın başına iş açabilir.Gaziantep maçında 2-0'dan sonra bu senaryo tekrarlandı.Genç forvet Muhammed'in jeneriklik golü sonrası ufak bir telaş görüldü.Takımın aklına "acaba" sorusu düştüğü için çok fazla pas hatası oldu ve maçı bir an önce skoru koruyarak bitirme mantığı takımı oyundan düşürdü.Bu mantalitenin eseri olarak Fenerbahçe maçında olduğu gibi Gaziantep'de son dakikalarda Galatasaray kalesinde büyük baskı oluşturdu.



Sezona iyi başlayan isimlerden Sneijder'in haricinde 2008 yılından beri Galatasaray'ın kadrosunda bulunan Hakan Balta haftanın kazananı oldu.İlk yarının sonlarında ceza sahasında yakaladığı iki net pozisyon Hakan Balta'dan ümidi kesenleri haksız çıkardı.Hakan Balta'yı en son ceza sahasında gördüğümüzde Sene:2012 , Yer: Kadıköy , Rakip:Fenerbahçe'ydi.O maçta da Galatasaray'ın 2.golünü atarak maçta ki eşitliğin yakalanmasını sağlamıştı.Gaziantep maçında bu performansın fazlasını ortaya koyarak bu sezona çok iyi başladığını gösterdi.Yaptığı bindirmeler ve ortalar takımın hücum zenginliği açısından çok önemliydi.

Takım her ne kadar hazır olmasa da 70 dakika oynadıkları futbolla taraftara keyif verdi.Burak Yılmaz'ın golle dönmesi önemli , Hamit Altıntop'un "Galatasaray'ın el freni" olma özelliğinden vazgeçmesi de bir o kadar elzem.Chedjou-Semih uyumu şuana kadar istenilenilen seviyede değil.Chedjou'nun performansı şuana kadar yetersiz görünüyor,bence biraz daha zamana ihtiyacı var.Ebuoe ise hücumda ki etkinliğini bu maçta da fazlasıyla gösterdi.Ebuoe'nin her ikili mücadele sonrası yerde yatıp,sağlık ekibi gelmeden kalkmaması artık "kabak tadı" vermeye başladı.Bu huyundan vazgeçtiği anda çok daha güzel bir "Manu" performansı izleyeceğiz.



"Gezi Parkı" Gerginliği

Gezi Parkı sürecinden hiç bahsetmiyorum herkes konuya yeteri kadar vakıfdır.Bizi ilgilendiren kısmı,uzun süredir Galatasaray taraftarlarını temsil ettiğini söyleyen ultrAslan'ın Gezi Parkı olaylarında takındığı tavır sonrası,kendileri ile aynı fikri savunmayan Galatasaray taraftarları arasında bir mücadele baş göstermişti.Bu mücadele "Gezi Olayları" akabininde sosyal medya üzerinden alevlenirken , Gaziantep maçında iyice gözler önüne çıktı.Takımlar seramoniye çıkarken söylenen "her yer Taksim , her yer direniş" sloganı Pegasus haricinde ki bütün tribünü bir anda sardı.UltrAslan bu sloganı tezahüratla bastırmaya çalıştı ama  infial öyle tezahüratla bastırılacak gibi değildi.Daha önceden sosyal medyada planlandığı şekilde 34.dakikada "her yer Taksim , her yer direniş" sloganı Ali Sami Yen TT Arena'da tekrar duyuldu.Bu sefer daha büyük bir sesle stad inlerken peşinden "sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım" sloganı geldi.UltrAslan bu sloganlara ıslık ve yuhlamalarla cevap verdi.Ortalık bir anda karışırken , Pegasus ve Opel tribünlerinde ufak çaplı gerginlikler yaşandı.

Öncelikle söylemem gereken bir husus var ki , hayatımda "polis'i savunan ultras" dün geceye kadar hiç görmemiştim.Tribün kültürüne ve adabına aykırıdır."ACAB" diye bir şey var sen neyi savunuyorsun ? ultrAslan olmayan veya kendilerine ultrAslan adını vermeyen Galatasaray taraftarı ile ultrAslan arasında uzunca bir süredir gerginlik var.Bunun sebepleri arasında karaborsa,Tayfa'ya mensup elemaların tavırları,stadda ki besteler,ultrAslan'ın yandaş duruşu vs. tüm bunlar Galatasaray tribünlerinde "ben ultrAslan değilim" nidalarının daha yüksek sesle duyulmasına sebebiyet verdi.Bu sene birçok eski tribün emekçisi arkadaşlar tribünü sırf bu sebeplerden bıraktı.Yani işin aslına bakarsak mevzu sadece "Gezi Parkı" değil.Bu bir iç hesaplaşmaydı bir nevi.İşin ilginç kısmı bu hesaplaşmanın şuan yeni başladığıdır.Tek temennim Galatasaray'ın bundan zararsız çıkmasıdır.Bölünen tribün hiçbir zaman fayda getirmez sadece kulübe zarar getirir.Bu sebepten dolayı en yakın zamanda aklı selim bir şekilde orta yol bulunup "Galatasaray" paydasında tekrar birleşilmesidir.

"Tekyumruk"

Sosyal medya üzerinde artan "Tekyumruk" popülaritesiyle beraber "ultrAslan"ın alternatifi gibi görülmesi yanlış.Tekyumruk'un misyonu tribün kovalamak değildir.Sadece kendi doğrularıyla beraber Galatasaray'ı her maçında desteklerler.Tribünden nemalanmaz ve zamanının büyük kısmını tribüne veremezler.Hiçbirini sette,sahaya arkası dönük göremezsiniz.En büyük mottaları "endüstriyel futbola karşı" olduğu için rant peşinde veya reklam peşinde koşamazlar.Bu sebeplerden dolayıdır ki onların Galatasaray tribünleri için "Yürüyedur" olmasını beklemek hayalcilik olur.Galatasaray tribünü kendi içerisinde bir reforma gidecektir.Buradan ultrAslan'ın tamamen ortadan kaldırılması çıkarılmasın.Dışarıdan açıkça görülen olaylar değişmeli ve Rahmetli Alpaslan Dikmen'in çizgisinden sapılmamalıdır.UltrAslan'ın kuruluşundan beri söylenen "Tam Bağımsız ultrAslan" ibaresi anlamını yitirmemelidir.

Dün ölüm yıldönümü olan Tevfik Fikret'e rahmet okuyarak , kendisinden uyarlanan bir şiirle bitirelim.

Kimseden bir fayda ummam ben,dilenmem kol kanat;
Kendi gökkubbemde kendim gezginim
Bir eğik baş,boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür , vicdanı hür GALATASARAY TARAFTARIYIM...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder