ÖNCELİK "HÜCUM"
Daha önceki yazılarda Galatasaray'ın hücum opsiyonlarının kısıtlı oluşu, formsuz oyuncu sayısının fazlalığı, yabancı kontenjanı ve kanat aksiyonlarının oyunda ki etkisi üzerinde durmuştuk. Galatasaray hücum anlamında kendisini geliştirmeye başladı. Öyle ki Karabükspor' a 2 , Kopenhag' a 3, Kayserispor' a 4 gol atarak toplamda 9 gol ile maç başı 3 gol ortalamasını yakaladı. Hücum opsiyonlarının çalışmayla zenginleşmesi, Wesley Sneijder 'in form tutması ve "kilidi açan oyuncu" rolüyle, daha efektif bir futbol ortaya koyması bunda etkili oldu.Galatasaray hücum performansının, Akhisar maçı sonrasında bu şekilde yükselmesi dikkat çekici.
YÜKSELEN FORM DÜZEYİ
Wesley Sneijder, sarı kırmızılı formayla oynadığı son 3 maçta 4 gol atarak takımın kazanma alışkanlığını yeniden elde etmesinde başrolü aldı. Drogba frikik sorunsalını Kayserispor maçında yıkarak, 2013-2014 sezonunun Galatasaray adına ilk frikik golüne imzasını attı.Oyun içerisinde ki varlığı, takımı saha içerisinde yönlendirmesi, kafa toplarında ki hakimiyeti ve fiziksel üstünlüğü ile takımın önde oynayabilmesine verdiği katkı herzaman olduğu gibi yine müthişti. Galatasaray'ın bundan önce ki 2 sezonda da geç form tutan maestrosu Selçuk İnan , Kopenhag maçı ile kendini bulmuştu.Kayserispor maçında takımın "balans ayarı" olarak yine dümene geçti. Kayserispor maçında hem savunmada hem hücumda oldukça etkiliydi. Maçın özetini tekrardan izlerseniz Galatasaray'ın hücum varyasyonlarının hepsinde etkisi açık bir şekilde görülecektir.Ceza sahasına yaptığı koşular, Roberto Mancini ile beraber daha fazla ön plana çıkardığı bir özellik olarak dikkat çekiyor. Bu özelliğini daha fazla skora yansıtırsa çok farklı bir Selçuk İnan izleyebiliriz. Savunma anlamında da takımını yalnız bırakmaması ve ortaya koyduğu mücadele ile Galatasaray'ın son iki maçını kazanmasında büyük pay sahibiydi.
"BURAK YILMAZ" VE "BEYBLADE EMRE"
Formu yükselen oyunculardan bir diğeri ise Burak Yılmaz'dı. Ligde 63 gün sonra golle buluşan Burak Yılmaz , takımı 3-2 öne geçiren golün sahibi oldu. Maça sol çizgide başlayarak Kopenhag maçının bir tekrarını izletti.İyi niyetine şüphe yok fakat Burak Yılmaz'ın kanatta oynatılması "futbola ihanet".Gel gör ki mevcut yabancı kontenjanı ve takım şablonu bunu zorunlu hale getiriyor.Duygusal futbolcu sınıfının en bariz örneği olması bakımından Kopenhag maçında taraftarın kendisine gösterdiği destekle morallenmesi ve Kayserispor maçında attığı gol parallellik gösteriyor. Fenerbahçe maçına kadar Konyaspor ve Kopenhag maçlarında gollerine devam edeceğinden eminim.Günün bir diğer kazananı ise "Beyblade" Emre Çolak oldu. İkinci yarıda,Wesley Sneijder'in yerine oyuna dahil olan Emre Çolak , Galatasaray orta sahasına hareketlilik getirdi. Burak Yılmaz'ın attığı golde asisti yapan oyuncu olurken, kendisine yapılan faul sonucu kazanılan frikiği Drogba gole çevirdi. Eksik olan fiziksel yönlerini geliştirmesi ve son pasları daha akıllı kullanması gerektiği halen eksi yönleri.Son dakikalarda kaçırdığı pozisyon ise maçta ki tek olumsuz yönüydü.Oyuncu ıslıklayarak veya yuhalayarak hiçbir oyuncuyu takıma kazandıramayacağımızı daha önce de belirtmiştik.Bugün onlardan birini daha gördük.Türk Telekom Arena'da ki Antalyaspor maçında, sahadan yuhalamalarla ayrılan Emre Çolak, Kayserispor maçında skoru Galatasaray'a getiren golün hazırlayıcısı oldu. Futbolcuya sahip çıkmak bütün taraftarların görevi.Futbolun hatalar oyunu olduğunu da unutmamak gerekiyor. Her hatada "futbolcu asmak" gerçek taraftara yakışan bir hareket olmasa gerek...
ROBERTO MANCİNİ ETKİSİ VE "SAVUNMA" HATALARI
Kayserispor galibiyeti , Roberto Mancini ile üstüste kazanılan 3. galibiyet oldu.Geldiği günden bugüne kadar takımın kaos içerisinde ve mental olarak düşük bir halde olması ; kondisyon olarak takımın istenilen seviyede olmayışı ve Ünal Aysal-Fatih Terim savaşından fazla yara almadan başarıyla çıkması önemliydi. Özellikle hücum anlamında Kopenhag ve Kayserispor maçlarında ortaya konulan iştahlı futbol hanesine yazdırdığı önemli bir not. İlk 11'de bugüne kadar hiç oynamayan Drogba-Umut-Burak üçlüsü kendisi için bir kumardı. Kayserispor maçında bu kumardan başarıyla ayrılsa da takımın savunma anlamında kötü sinyaller verdiğini de söylememiz gerekiyor. Galatasaray'ın Kopenhag maçında yediği gol konsantrasyon kaybı olarak nitelendireceğimiz türdendi. Kayserispor maçında ise rakibe verilen pozisyon sayısının fazla oluşu,sağ bek Sabri ve sağ stoper Chedjou'nun o bölgeyi iyi kapatamaması, yapılan bireysel hatalar ve kademede yaşanılan sorunlar takımın savunma hanesindeki eksileri.Mutlaka bu hatalarda,defans hattının üst üste iki maç oynamamasının etkisi büyük. Kopenhag maçının yıldızlarından olan Ebuoe yabancı kontenjanına takılarak tribüne gönderildi.Sol bekte Dany'nin yerine, Arsenal'da bir sezon sol bek oynayan Ebuoe' nin de düşünülebileceğini hatırlatmakta fayda var.Gökhan Zan ve Hakan Balta sakatlıktan dolayı kadroda bulunmuyor.Sol bek alternatifi Riera ise Mancini tarafından düşünülmüyor.Bu sebepten Ebuoe'nin sol bekte denenmesi akıllıca bir hamle olabilir.
ŞİMDİ GALATASARAY ZAMANI !
Kayserispor maçı bir çok açıdan, sezonun "ilklerine" sahne oldu.Bunlardan bir tanesi Süper Lig'de, hükmen kazanılan Beşiktaş maçını saymazsak, ilk kez iki farklı kazanılan bir maç olması,İstanbul dışında kazanılan ilk deplasman galibiyeti olması ,Selçuk İnan'ın sezonun ilk asistine imza atması, Drogba 'nın Galatasaray kariyerinde ki ilk frikik golünü kaydetmesi, 2013-2014 sezonu içerisinde 4 golle kazanılan ilk karşılaşma olması gibi birçok "ilkler" yaşandı.Bu "ilklerin" yanında bence en önemli husus, kazanma alışkanlığının geri kazanılıyor olması. Şampiyonluk yolunda yakalanan seriler, sezonun galibini belirliyor.Bu serilerin yanında 2 senedir lige ambargo koyan, maçlara psikolojik olarak 1-0 önde başlayan Galatasaray, yaşanılan sıkıntılı süreçlerde "winner" özelliğini yitirmeye başlamıştı.Bunun önüne geçilmesi bakımından çok önemli bir 3 maçlık periyot çizildi. Karabükspor karşısında ortaya konan futbol pek tatmin etmese de kötü oynanan maçları da kazanabilmek büyük takımlar için zorunluluk.Devamında yakalanan ivme ile Kopenhag ve Kayserispor galibiyetleri takımın moralini de yukarıya taşıdı.Kara bulutların yavaş yavaş dağıldığı, tekrardan güneşin açtığı günler başlıyor.Rüyadan uyandık, gerçeklerle tanıştık! Şimdi yeni zaferler, yeni kupalar kazanma zamanı ! Şimdi Galatasaray zamanı !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder