17 Şubat 2014 Pazartesi

Antalyaspor - Galatasaray Maç Yazısı | Deplasman Fobisi

Galatasaray, Süper Lig'in 21.haftasında Antalya'dan 2-2'lik beraberlikle İstanbul'a döndü. Deplasmanlarda kazanamama alışkanlığı tüm hızıyla devam ediyor.Galatasaray, Süper Lig'de şuana kadar oynadığı 11 deplasman maçında 6 beraberlik,2 mağlubiyet,3 galibiyet almış durumda. Şampiyonluğa oynayan bir takım için pek de iyi bir tablo olduğu söylenemez.Deplasman karnesi en iyi olan takıma bakınca Beşiktaş'ı görüyoruz. Beşiktaş, Süper Lig'de çıktığı 11 deplasman maçından 6 galibiyet,3 beraberlik ve 2 mağlubiyetle ligin lideri konumunda. Deplasman maçları baz alındığında Galatasaray ve Beşiktaş arasında 6 puanlık bir fark olduğunu görüyoruz.Galatasaray sadece iç saha maçlarını kazanarak, Fenerbahçe ile arasında ki 6 puanlık farkı kapatması çok zor.Özellikle son haftalarda yaşanan skandal hakem hataları, devamında basılan soyunma odaları, pervasızca dile getirilen "mağdur" takım portresi karşısında çok daha güçlü bir Galatasaray'ın olmasını gerektiriyor.





























Roberto Mancini kazanan sistemi bozmadan yoluna devam ederken, Antalya karşısına da sakat Hakan Balta ve cezalı Aurelien Chedjou yerine yeni transfer Burdisso ile başladı.Geçtiğimiz hafta cezalı olan DrogbaAntalya karşısında ilk 11'de ki yerini aldı. Geçen haftanın iyilerinden Izet Hajrovic yabancı kontenjanına takılırken, Burak Yılmaz yine sağ kanada mahkum oldu. Roberto Mancini'nin oluşturduğu 4-3-3 sistemi içerisinde alanı iyi daraltıp, topun arkasına 11 kişi ile geçmek ve rakibi bir bütün halinde karşılamak olmazsa olmaz.Galatasaray ilk 25 dakika bu felsefeyi iyi uyguladı. Burak Yılmaz ve Sneijder rakip beki takip ederek savunmaya yardım etti. Orta sahada Ceyhun,Melo,Selçuk üçlüsü, Antalya'ya bariz bir üstünlük kurdu. Oyunun hücum kısmında ise Alex Telles ve Sneijder iş birliği vardı. O iş birliğinden Alex Telles'in sıfıra inip hazırladığı pozisyonu, Burak Yılmaz'ın muhteşem plasesi takip etti ve skor 1-0'a geldi. Alex Telles için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Galatasaray'da uzun yıllardır böyle etkili bir sol bek performansı izlememiştim. Çabukluğu, top tekniği, pas alışverişi ve hırslı yapısıyla "nokta" transfer olduğunu kanıtladı.Özellikle önünde oynayan Sneijder ile çok iyi anlaşması, Galatasaray'ın gelecek maçlara daha güvenle bakmasını sağlıyor. 

25.dakikadan sonra takım "stop" düğmesine basmış olacak ki; Serkan Balcı,Enoh gibi isimlerle Antalya, orta saha hakimiyetini ele geçirdi. Burada önemli bir diğer faktör Drogba'nın oyunun hiçbir alanında takıma fayda sağlamaması. İleride pres yapmasını zaten beklemiyoruz ancak ileride top tutamaması ve hücuma hareketlilik getirememesi takımın iyice geriye çekilmesine yol açtı. Selçuk İnan'ın ilk yarıda ki durgun futbolu da Drogba'ya eklenince takım bir anda durdu. Yenilen ilk golde Semih orta sahada rakibi karşılamak için öne çıkınca Burdisso, Tita ile baş başa kaldı. Burada alanı boş bırakan Semih Kaya kadar, rakibi bozma konusunda ürkek kalan Burdisso'nun payı çok büyük. Burdisso'ya da bir parantez açalım. Boca Juniors kariyerinde pek parlak günler geçirmediği, Boca Juniors taraftar forumlarından da anlaşılıyor. Hava toplarında ki hakimiyetine diyecek bir şey yok ancak; topu oyuna sokma konusunda maalesef Galatasaray standardında değil. Özellikle Semih Kaya, Burdisso'nun yanında Pique etkisi yaratıyor. Antalyaspor ile hafta ortası oynanan Türkiye Kupası maçında, Koray Günter'i izlemiştik. Koray Günter, konsantrasyon ve fiziksel eksikliğinin haricinde daha komple bir stoper. En azından çevre kontrolü ve indirdiği topları takım arkadaşlarına servis edebilmesi önemli özellikleri. Top tekniğinin ve pas oyununa yatkınlığının Burdisso'dan daha iyi olduğunu söylemeliyiz. Semih Kaya'nın, Galatasaray forması altında ilk günden beri tükenmez bir kredisi vardır. Galatasaray taraftarı genç futbolculara değer verip, gerekli sabrı gösterir. Kiralık Burdisso'nun yerine, bonservisi Galatasaray'da olan Koray Günter daha iyi bir tercih olabilir.



























İlk yarı 1-1 bitecek diye beklerken futbol sahalarında pek eşine rastlanılmayacak türden bir gol yedik. "Antalya gol attı" diyemiyoruz çünkü ceza sahasında oluşturduğumuz kaos ortamı golü getirdi. Alex Telles'in bilinçsizce vurduğu top, Ceyhun'a çarparak filelerle buluştu. Burada Lamine Diarra'nın ofsayt olduğunu da eklemeliyiz. Verilmeyen 1 penaltı ile ortalığı toza dumana katan, suyun karşı yakasında ki takım gibi bu pozisyona ağlayacak halimiz yok. Neyse ki yolumuza bu tarz taşların konmasına alışkınız. Galatasaray, gerektiğinde hakemi de yenecektir. Yenmek zorundadır !

İkinci yarıda ise Antalyaspor skor üstünlüğüyle beraber ayağa  iyi pas yaptı.Soğukkanlı bir şekilde topu iyi dolaştırması, Galatasaray'ın gerekli baskıyı oluşturmasını engelledi. Özellikle devre arasında Antalya'ya katılan Enoh, oyunun her iki alanında Antalya'ya çok şey katmış. Antalya'yı pasla ikinci bölgeye taşıması, önemli bir artı.Antalya-Galatasaray maçı, Serkan Balcı'nın kariyeri boyunca oynadığı en iyi maçlar arasına girebilir. Orta sahada ki dinamizmiyle pas alışverişinde Enoh'a yardımcı olması, Galatasaray adına işleri daha da zorlaştırdı. Tita herhangi bir Anadolu kulübünün bünyesinde olması gereken oyuncuların başında geliyor. Her sezon belli bir standartta oynayarak, tekniği ve süratiyle fark yaratıyor."Beşiktaş'ın, Liverpool'dan 8 yiyen kalecisi" olarak tarihe geçen Hakan Arıkan, yine Galatasaray karşısında devleşti. Ceyhun ve Sneijder'in şutlarında başarılıydı. İkinci yarıda ise Sabri'nin kanadından gelen ortalarda hata yapmadı.

Roberto Mancini,oynanan durağan futbolu değiştirebilmek adına ikinci yarıda bazı değişikliklere gitti. Veysel'in sağ beke geçmesinin ardından Sabri'yi sağ kanatta izlemeye başladık. Sabri özellikle son haftalarda muazzam oynuyor. Hem savunmada hem hücumda gerçekten efsane bir performans sergiliyor. Böyle giderse Ebuoe'nin formaya hasret kalacağını söylememiz lazım. Mancini'nin yaptığı en önemli hamle, Burdisso'yu çıkarıp yerine Emre Çolak'ı alması oldu.Böylece Melo'nun stopere geçmesi topu oyuna daha rahat sokma konusunda fayda sağladı. Bu değişiklikle beraber Galatasaray, çift forvet Burak-Umut arkasında Sneijder ile daha üretken bir yapıya büründü. Bu üretkenlik golü de getirdi.Selçuk'un ortasında Umut Bulut usta işi bir kafayla skoru 2-2'ye taşıdı.

Antalya deplasmanında kaybedilen 2 puanı iş kazası olarak değerlendirmek gerekiyor. Yenilen çok basit iki gol moralleri bozsa da takım disiplini ve 4-3-3'ün artık sistem olarak yerleşiyor olması sevindirici. Kadro istikrarını tam olarak sağladığımız söylenemese de belli bir sistem üzerinde yola devam ediyor olmamız ileriye umutla bakmamızı sağlıyor. Takıma katılan genç futbolcuların idman temposunu arttırdığını da eklemeliyiz. Forma rekabeti, futbolcuların daha fazla çalışmasını sağlıyor. Roberto Mancini'nin maç sonrası söylediği gibi, Galatasaray'ın ilk 25 dakikada oyunu kopartabilecek fırsatları yakaladığını ancak bu pozisyonların Hakan Arıkan'a takıldığını da unutmamak lazım. Kaybedilen 2 puan Alex Telles ve Sabri'nin güzel oyunlarına gölge düşürmemeli. Önümüzde ki Beşiktaş maçında çok daha iyi bir Galatasaray ile karşılaşacağımızdan şüphem yok. Yeter ki ilk 25 dakikada oynanan futbolu, maçın geneline yayalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder