31 Ağustos 2013 Cumartesi

Eskişehir - Galatasaray Maç Yazısı | "Dejavu"

Ligin 3.haftasında kronikleşen "Eskişehir sendromu" geride kaldı.Skor yine 0-0.Fatih Terim'in Eskişehir'de kazanamama sendromu 3.sezonda da tam gaz devam ediyor.Maç öncesi Galatasaray taraftarlarına  maçın skorunu sorsanız "0-0" şeklinde yanıtlardı..

Süper Lig'de Eskişehir ve Bursa deplasmanları en zor deplasmanlardır.Şanssızlığımız bu iki maçında peş peşe oluşu.Bu maçlar ilk devreye yayılmış olsa kimse ağzını açmaz ama gel gör ki üstüste oynanınca kaybedilen 4 puan olarak göze batıyor.

Oyuna geçmeden önce saha zeminine değinmeden olmaz.Kış şartlarında veya yağmurlu zeminlerde oyuncuların kaymasına ve ayakta duramamasına hepimiz alışkınız ancak yaz aylarında , sezonun ilk haftalarında böyle zemini hiç hatırlamıyorum.Tek tek pozisyon anlatmayacağım çünkü maçın her anında yere düşen oyuncu sayısı oldukça fazlaydı.Futbolun gelişmesi için o kadar kafa yoran (!)  insanlar bu zemin problemini halledemeden hiçbir şey başaramayacaklar.Üst yapıdan önce alt yapının gerçekleşmesi tüm ülke için elzemken 2013 Türkiye'sinde hala zemini tartışıyor olmamız fazlasıyla ironik.



Galatasaray'ın lige düşük tempoda başlamasına 2 senedir alıştık.Bu sezonda aynı şekilde devam ediyoruz.İlk haftalar tökezlesede 6 ve 7. haftadan itibaren takım kendini buluyor.Önemli olan bu haftaları en az kayıpla atlatmak.Eskişehir maçıda bu şekilde değerlendirilmesi gereken bir müsabaka oldu.Maçın ilk yarısı fazlasıyla sıkıcıydı.İki takımda orta saha mücadelesini "zeminin elverdiği ölçüde" kazanmaya çalışarak oyuna hükmetmeye çalıştı.İlk devrede göze batan tek isim Eskişehir'in sol beki Tarık Çamdal'dı.Sol taraftan etkili ataklarla Ebuoe'yi çok zor durumda bıraktı.Birçok pozisyonda faulle durduruldu.Ülke olarak sol bek problemi yaşadığımız dönemlerde Tarık Çamdal "umut"olarak göze battı.Drogba-Burak Yılmaz-Sneijder'li ileri üçlü etkisiz bir görüntü çizdiler.İlk yarıda Drogba'nın kafa şutu ve Burak Yılmaz'ın zeminin azizliğine uğrayıp kaçırdığı pozisyon haricinde çok fazla varlık gösteremedik.Eskişehir'de Kamara ve Erkan Zengin beklenenden uzak bir görüntüyle ilk yarıyı tamamladılar.Galatasaray'da Selçuk İnan'ın form düşüklüğü son sürat devam ederken, stoperler arasında ki sorun hala göze batıyor.Bu maçta görev alan Gökhan-Semih ikilisi fazlaca pozisyon hatası yaptı.Uzun bir süre sonra ilk 11'de başlayan Engin Baytar , Hamit'in yokluğunda kendisini gösteremedi.İlk yarı Galatasaray'da en iyi diyebileceğimiz isim Felipe Melo oldu öyle ki kendisinin olmadığı Galatasaray orta sahası , direnç kaybını fazlasıyla hisseder.

İkinci yarı daha arzulu bir mücadeleye sahne oldu.6+0+4'ün mağduru Amrabat ve cezasının ardından tekrar takıma dönen Sabri , Burak ve Engin'in yerinde ikinci yarıda oyuna dahil oldu.4-4-1-1'e dönen Galatasaray kanatları daha etkin kullanmaya başladı.Futbolcu olmak için herşeyi bünyesinde barındıran ancak en önemli şeyi (futbol zekası) futboluna dahil edemeyen Amrabat , oyuna hareket getirdi.Sneijder'in Drogba ve Amrabat'a attığı paslar zeminden dolayı başlamadan son bulan ataklar oldu.Galatasaray adına maçın en önemli pozisyonları ikinci yarıda gerçekleşti.Melo'nun boş kaleye 2 metreden auta yolladığı poziyon ve Drogba'nın direğe takılan şutunun haricinde Sneijder'in vuruşunda Boffin'in mükemmel kurtarışına şahit olduk.Eskişehir adına maçın en net pozisyonu ise savunmanın hatasından faydalanan Necati'nin vuruşuydu.Bu pozisyonda Galatasaray savunmasının anlaşmazlığını Muslera telafi etti.

17 Eylül'de ki Real Madrid maçına kadar çok daha fazla yol almamız gerekli.Fazlasıyla rahat oynayan Galatasaray bu konsantrasyonla devam ederse sezonun sonunda ki 4.yıldızı anca havada görür!Uzun bir süreden sonra ilk kez rakip takım bizden fazla pas yapmış durumda.Galatasaray'ın topa sahip olamadığı zamanlarda ileride ki 3'lünün savunmaya katkısının durumu malum.Selçuk-Melo-Hamit(bu maçta Engin Baytar)'in üzerine binen yük daha fazla oluyor.Orta üçlüden form olarak sadece  Melo'nun beklentileri karşılaması ve Selçuk'un geçen seneki formunda uzak oluşu oyunu rakip sahaya yıkmada sorun teşkil ediyor.Galatasaray kanatsız oynadığı için iki bekin oyuna katılması çok önemli.Ebuoe ve Hakan Balta'dan bu maçta da istenilen katkı alınamadı.Kanatların işlemeyeşi Galatasaray'ı orta sahaya mahkum ediyor.Oyunu geniş alana yayamadığımız için pozisyon üretmekte ilk yarı oldukça zorlandık.İkinci yarı Amrabat ve Sabri ile daha iyi bir görüntü sergiledik.Sene başından beri düşüncem değişmedi.Sneijder oynayacak ise 4-2-3-1 veya 4-4-1-1 Galatasaray'ın oynaması gereken sistem olarak gözükmekte.En azından Selçuk ve Hamit form tutana kadar 4-4-2'den vazgeçilebilir.Sistem sorununu kenara bırakacak olursak takımın mücadele ve fizik gücü fena değil.En azından rakibe diş geçirip savaşmaya devam ediyor.Eskişehir deplasmanı her zaman sıkıntılı olmuştur.Bu deplasmanı 1 puan ile atlattık.Karalar bağlamaya gerek yok , ne demişler "Allah Kerim , Fatih Terim "

İki haftalık milli maç arasından sonra görüşmek üzere...


29 Ağustos 2013 Perşembe

Analiz | Şampiyonlar Ligi Grup Maçları Öncesi

2013-2014 sezonu Şampiyonlar Ligi kuraları çekildi.Fatih Terim'in öğrencileri , Real Madrid,Juventus ve Kopenhag ile beraber B grubunda yer aldı.Kuruluş felsefesi "Türk olmayan takımları yenmek" olan 108 yıllık bir çınarın asıl hedefi yine bu felsefenin ışığında , göğsünde ki Türk bayrağını en iyi şekilde temsil etmek olacaktır.

REAL MADRİD "YARIM KALAN HESAP"






Bu sene ki grubun geçen seneye göre daha zor olduğu bir gerçek.Bu konuda birçoğumuzun ortak bir yanılgısı var.1.torbadan gelen Real Madrid'in süprizlere müsaade etmeden Juventus ve Kopenhag'ı içeride ve dışarıda yenmesi bizim lehimize olur.Bu çizgide R.Madrid'in 4 maçtan 12 puan alması Galatasaray'ın işini kolaylaştıracak bir etken olacaktır.1.torbadan "combo" bir takım olan R.Madrid eğer bizim haricimizde ki takımlara puan kaybederse grupta işleri karıştırıp , Galatasaray'ın bir üst tura çıkma şansını zora sokar.Bu sebeple 1. torbadan R.Madrid'in gelmesi bizim adımıza sevindirici.Geçen sene Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali ilk maçında karşılaştığımız R.Madrid'e ,hakemin de etkisiyle, çok fazla varlık gösteremeden yenilmiştik.Ancak rövanşta oynanan futbol ve 3-2'lik skor,Galatasaray'ın ne kadar büyük bir takım olduğunu Mourinho ve öğrencilerine göstermişti.Maç 3-1 olduktan sonra , ilk maçta verilmeyen penaltıya hepimiz hayıflanmış ve deplasmanda atabileceğimiz bir golün bu turu bize getirecek olmasını düşlemiştik.Ortada yarım bir hesap kalmış durumda.Bu hesabın görüleceği tarih belli.17 Eylül 2013 Salı akşamı geçen seneden kalan hesabın görülmesi gerekiyor.Geçen sene Arena'da bu maçı canlı izleyen şanslı insanlardan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki ; Galatasaray , taraftarıyla bütünleşip oynamaya başladığı zaman karşıda olan rakibin pek önemi kalmıyor.10 dakikada atılan 3 gol bunun en güzel örneğiydi.Yine maçı izleyenler hatırlar , 3-1 olduktan sonra Mourinho'nun Albiol'u apar topar oyuna alıp defansı 5'lemesi korkunun insana neler yaptırabileceğini gösterdi.Bütün dünyanın gıpta ile izlediği Real Madrid , meşhur "Los Galacticos" , Galatasaray karşısında 3-0'ın rövanşında skoru korumak için tamamen kendi sahasına çekildi.Drogba'nın ofsayttan sayılmayan golünü hakem vermiş olsa maç 4-1 olacak ve uzatmalar ile beraber son 15 dakikaya girilecekti.

Geçen seneden çıkardığımız birçok ders var.Elimizde ki kadro artık daha tecrübeli ve ayakları yere sağlam basan bir takım.Hücum varyasyonları daha zengin,fizik olarak daha hazır(özellikle Drogba ve Sneijder),savunma kurgusunda hala aksaklıklar olsa da takım olarak birbiri için mücadele eden isimlerden kurulu.Bu sebeplerden Arena'da alınabilecek bir R.Madrid zaferi daha hiçkimse için şaşırtıcı olmamalı.İsterseniz bu kısmı istatistiklere bırakalım.Bugüne dek iki takım arasında oynanan 5 resmi mücadele var.Bu maçların 3'ünü Galatasaray , 2'sini Real Madrid kazandı."İstatistikler mini etek gibidir,çoğu şeyi gösterir ama önemli olan şeyi göstermez"(Geçen sezondan F.Terim vecizesi)

JUVENTUS (TORİNO'DAN TEKRAR DOĞAN GÜNEŞ)



B grubuna 2.torbadan gelen tanıdık bir takımda Juventus.İki senedir Conte yönetiminde İtalya Ligi şampiyonluğunu kazandılar.Bu sezonun başında oynanan İtalya Süper Kupası'nı Lazio'yu 4-0 yenerek müzelerine götürdüler.Yeni transferlerden Carlos Tevez,Llorente,Ogbonna gibi isimlerle kadrolarını güçlendirdiler.Sistem olarak bize ters gelebilecek 3-5-2 oynuyorlar.Bu sistem zaman zaman 3-4-3'e de dönebiliyor.Oyun olarak herşey "Başbakan Pirlo"nun üzerine kurulu.Bizde ki Selçuk İnan'ın görevi Juventus'ta Pirlo üstleniyor.Asamoah ve Lichtsteiner 'in kanatlarda devamlılık sağlaması , orta sahada Vidal ve Pogba gibi fizik olarak çok kuvvetli iki ismin olması işimizi zorlaştıracak başlıca etmenler.İleride yeni transferlerden Carlos Tevez,Llorente ve Vucinic gibi isimler Juventus'un skor yükünü çekiyor.

Juventus karşısında Galatasaray'ın üzerinde duracağı başlıca husus orta saha olacaktır.Felipe Melo ve Selçuk İnan'a bu maçlarda Sneijder'in ve Hamit Altıntop'un çok daha fazla yardım etmesi gerekebilir.Fizik olarak ezilmemek için takım olarak topun arkasına geçip Pirlo'yu durdurmayı başarmalıyız.Topu kazandığımızda 3'lü savunmanın zaaflarından faydalabilmek adına Burak Yılmaz'ın defans arkası koşularına çok daha fazla ihtiyacımız olacak.Grubun en kritik maçları bu iki takım arasında oynanacak mücadeleler.İlk maç 2 Ekim tarihinde Torino'da oynanacak.Bu tarihe kadar Galatasaray'ın muhtemel kanat oyuncusu transferini sonlandırıp hazır hale gelmesi çok önemli.Grubun son maçı yine Juventus ile Arena'da oynanacak.Bu açıdan bizim için bir avantaj söz konusu.Düğümün çözülmesi son maça kalırsa taraftarında etkisiyle Arena'dan zaferle ayrılmak imkansız değil.

FC COPENHAGEN(PARKEN'İN SAHİPLERİ)


Yukarıda bahsedilen tezlerin gerçekleşmesi için Kopenhag'ın iki maçta da mağlup edilmesi ve iki maçtan alınacak 6 puanla Kopenhag'ı grubun son sırasına itilmesi gerekiyor.Kopenhag'a karşı olası bir puan kaybı durumunda , gruptan çıkmak Galatasaray için imkansıza yakın bir hal alıyor.Bu sebepten Galatasaray tarihinde önemli bir yeri olan Parken Stadı'nda grubun 4.maçı olan Kopenhag-Galatasaray maçının kayıpsız geçilerek yola devam edilmesi gerekiyor.

Grup ne kadar zor olursa olsun , Avrupa'da Türkiye'nin yüz akı olan Galatasaray yine destansı maçlara imza atarak unutulmazlar arasına girecek,tekrardan yüzümüz güldürecektir.

Son olarak tüm fikstürü paylaşarak Galatasaray'a başarılar diliyorum.

17 Eylül 2013 Salı
Galatasaray - Real Madrid
Kopenhag - Juventus

2 Ekim 2013 Çarşamba
Juventus - Galatasaray
Real Madrid - Kopenhag

23 Ekim 2013 Çarşamba
Galatasaray - Kopenhag
Real Madrid - Juventus

5 Kasım 2013 Salı
Juventus - Real Madrid
Kopenhag - Galatasaray

27 Kasım 2013 Çarşamba
Real Madrid - Galatasaray
Juventus - Kopenhag

10 Aralık 2013 Salı
Galatasaray - Juventus
Kopenhag - Real Madrid

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Big Chef'e Veda

Atletico Madrid'den 2011-2012 sezonunda Galatasaray'a transfer olan Tomas Ujfalusi'ye Galatasaray-Gaziantep maçında veda ettik.Geçen sezon geçirdiği ağır sakatlık sebebiyle sahalara dönüşünün uzaması ve bu sezon uygulamaya geçilen "kahrolasıca" 6+0+4'ün kurbanı oldu.


Galatasaray savunmasının bel kemiği olarak 2011-2012 sezonunun şampiyon olarak bitirilmesinde büyük bir rol aldı.Savunmanın toparlanıp,normal sezonun yenilen 24 golle kapanmasında Semih'le beraber yakaladıkları uyum çok önemliydi.Bu sezon içerisinde en önemli katkılarından birtanesi Semih Kaya'ya savunma bilgisini ve tecrübesini aktarması oldu.Semih Kaya'nın gelişiminde,poziyon bilgisini ve hamle zamanlamalarını ilerletmesinde Big Chef'in katkısı çok fazlaydı.

Takım içerisinde ki liderliğiyle ilk sezonunda kaptanlık pazubandını koluna geçirdi.Takımın saha içerisinde ki yönetmeni olan "Big Chef ", Galatasaray formasıyla çıktığı 40 maçta 1 gol attı.Dış görünüşüyle "Hun Türkleri"ni andıran Tomas Ujfalusi taraftarın sevgilisi oldu.

Savaşçı ruhu ve tekniği ile kazandığı topları doğru zamanda doğru noktalara aktararak bir sezon evvel Gökhan-Servet tandemini izleyenler için nefes olmuştu.Tomas Ujfalusi , gerektiğinde sağ bekte oynayarak takım içerisinde joker oyuncu olarak görev aldı.Sağ bekte oynadığı Liverpool maçında kendisini izleyenlere , Sabri ve Serkan Kurtuluş sonrası "Dani Alves" etkisi yaratmıştı.

Galatasaray taraftarlarının "Big Chef'"i uğurlarması ve kendisine kulüp tarafından teşekkür plaketi ile veda edilmesi son yıllarda pek rastlanmayan bir hadise oldu.Bu ülke genelde heykelini dikip adam kovmayı iyi  bildiği için,çok şık bir davranışla,Big Chef'e yakışır şekilde veda edildi.Yeni sezonda Sparta Prag forması giyecek olan Tomas Ujfalusi'ye,Galatasaray'a kattıklarından dolayı teşekkür ediyorum.Yollarımızın tekrar keşismesi ümidiyle...


26 Ağustos 2013 Pazartesi

"Ulu" Johan'a Veda | "TA HAND OM DİG SJÄLV"

Galatasaray Kariyeri'ne Kısa Bir Özet

2010-2011 sezonu Galatasaray'ın 8.bitirdiği ve hiçbir Galatasaray taraftarının hatırlamak istemediği sezondu.İşte o sezonun sonunda ,Adnan Polat yönetiminin son nefeslerinde,Galatasaray'a imza atan bir Viking'in hikayesi başlıyordu...



Elmander,2011-2012 transfer sezonunda bonservissiz olarak Bolton'dan Galatasaray'ın yolunu tutuyordu.Alışılmışın aksine çok sessiz bir transfer oldu.Sezona büyük transfer beklentileri içerisinde başlayan Galatasaray taraftarı,Elmander'i sessiz karşıladı.Atatürk Havalimanı'nda eskisi gibi kalabalık taraftar grupları yoktu.Viking'in gelişi sessiz,mücadelesi ise tam aksine coşkulu olacaktı.

Galatasaray taraftarı önüne ilk çıkışı Liverpool ile oynanan hazırlık maçıydı.Maçın sonlarına doğru,çektiği şut, Liverpool ağlarına Galatasaray'ın 3.golü olarak yazılırken , gelişinde ki sessizlik bir anda sevinç haykırışlarında boğuldu.

Fatih Terim'in sisteminde hücumun savunmadan başlaması çok önemlidir.Bu sistemin en büyük örneği Hakan Şükür'dü.Kariyeri boyunca ileride rakip stoperlere yaptığı baskı ile takım savunmasına çok büyük katkı sağlardı.2000'de Uefa'yı kazanan takımda da en kilit nokta takımın ileride başlattığı presti.Zaman içerisinde Johan Elmander'de kurulması düşünülen bu sistemin en önemli parçası haline geldi.Her maç takımın en çok koşan oyuncusu olmayı başarırken attığı kritik gollerle takımı 2011-2012 sezonunda şampiyonluğa taşıdı.Sezonun son maçında yaşadığı sakatlığın izlerini , 2012-2013 sezonunda bir türlü üzerinden atamadı.Drogba ve Burak Yılmaz'ın arkasında çok fazla şans bulamayan Johan Elmander, 2 sezonda toplam 60 maçta 17 gole imza attı.

"Güzel Futbolcu Golden Sonra Tribüne Koşandır"

Elmander, Fenerbahçe ile TT Arena'da oynanan ve Galatasaray'ın 3-1 kazandığı Süper Lig maçında attığı golle yine bu vasfın en güzel örneğini sergiledi.Yaptığı presle topu Bilica'dan kazanır ve ceza sahasının sol köşesinden füzeyi Volkan'ın koltuğunun altından filelere yollar.Bu golden sonra açar kolları ve tribüne doğru koşmaya başlar.İşte bu an , bir takımın kaderinin değişmeye başladığını gösterir.Senelerdir derbilerde yüzü gülmeyen Galatasaray taraftarının 2 sene boyunca her derbiden başı dik bir şekilde çıkmasına vesile olur.


Bir futbolcu düşünün , takımın "isyan bayrağı"nı hep elinde tutup , canını dişine takıp "sekiz ciğerle" sahada basmadık yer bırakmasın.Süper Final'de ayağındaki kırıkla, 10 dakika daha sahada kalıp şampiyonluk mücadelesine katkı vermek istesin,oyundan çıkarken biraz daha oynayamadığı için göz yaşlarını tutamasın.Rakiplerine sonsuz bir saygı besleyip "fair play"den vazgeçmesin.Takım içerisinde herkesi bir araya toplayıp takımın "maya"sı olsun.TT Arena'da ki Cluj maçında alnından akan kanla ne kadar büyük bir "savaşçı" olduğunu kanıtlasın.En stresli maçlarda sorumluluk almaktan kaçmayarak takımın lideri olsun,"bir İsveçli kadar soğukkanlı, bir Türk kadar ateşli olmayı başarsın."

Süper Final'de kazanılan şampiyonluk sonrası uzatılan mikrofonlara "we fucking played great the whole season" diyerek futbol literatürüne unutulmayacak bir vecize eklesin.En önemlisi "Ulu" bir karakter olarak Galatasaray efsaneleri içerisine "Ulu Johan Elmander" olarak adını altın harflerle yazdırsın.



Ulu Johan'a Mektup

Seni çok sevdik Ulu Johan , şimdi gittiğin Norwich City'de yine gollerini at ve yine tribüne koş.Sen gol attıkça bütün Galatasaray taraftarı ilk Fenerbahçe derbisini hatırlayıp tribüne koşmanı gözünün önüne getirecek.Yüzümüzde hafif bir tebessüm ve kalbimizde buruk bir acı olacak.Sonra hep beraber Tüpçü'ye lanet ederek 6+0+4'e , yani seni bizden ayıran o kahrolası kurala küfürler edeceğiz. Sen yine tekmeye kafanı sok, sahada en çok koşan sen ol, takımını 1 kişi fazla oynat ve sen yine kollarını açarak tribüne koş.Seni sen yapan değerlerinden,karakterinden ve duruşundan vazgeçme.Biz seni uzaktan seyredelim ama sen yine TT Arena'nın çimlerinde hisset kendini.Sarı saçların yine rüzgarda dalgalansın, forman sırılsıklam olsun, alnında ki kan olmasın ama o bize özel kalsın! Sarı ve kırmızı seninle vücut buldu ve bırak öyle kalsın. Her kafa topuna çık, gelişine her topa yapıştır, kaleci o topu ancak filelerinde görsün! Sen pres yapmaya devam et, arkandaki 10 futbolcu da senden örnek alsın! Sen hep en önde "isyan bayrağınla" bir Viking asaletiyle koş! Takımın konumunu sen belirle.Sen nereye gidersen mürettebatta oraya gitsin! Norwich yağmurlu ve soğuk olur derler.Sen alışkınsındır.Geçen sezon Sivas maçında, kramponların üzerine çorap geçirip kulübede oturduğun zamanları unutmadım! Sen yine etrafına gülümse , seninle gülsün bütün taraftar. Bizi unutma demek isterim ama zaten unutamazsın onu da biliyorum. Bizim için hep özelsin ve öyle kalacaksın. Çocukları bizim için öp, yengeye selamlarımızı ilet.Türkiye'ye kattığın değerlerden,mücadelenden ve savaşından dolayı sana minnettarım...

Ta hand om dig sjalv (kendine iyi bak) !!!



20 Ağustos 2013 Salı

Galatasaray - Gaziantep Maç Yazısı | Tribünde Gezi Park'ı Gerginliği ve Tekyumruk

1.Hafta:Galatasaray 2-1 Gaziantep

Galatasaray,Gaziantepspor'u 2-1 ile geçerken , Ali Sami Yen TT Arena'da öne çıkan birçok başlık ve çıkarılması gereken dersler vardı.Öncelikle saha içerisinde kalıp , futbol adına ortaya koyduklarımıza/koyamadıklarımıza bir bakalım.

Galatasaray artık makine düzeninde işleyen bir takım halini alıyor.Çok iddalı bir laf olduğunu biliyorum ama hücum anlamında muhteşem bir pas alışverişi var.Drogba-Sneijder-Burak Yılmaz ve Selçuk İnan arasında ki pas bağlantısı takımı bir anda pozisyona sokuyor.Rakibi çıkarken yakalama konusunda Melo gibi bir oyuncunun takımda olması ve kazandığı topları doğru şekilde arkadaşlarıyla buluşturması , Galatasaray'ı rakiplerinin önüne koyuyor.Bu pas bağlantısında en önemli faktör (geçen sezon Selçuk İnan'dı , buaralar aradığımız Selçuk'a ulaşılamıyor) bu sezon Sneijder'in çok doğru yerlerde topla buluşması ve arkadaşlarına ölçüp biçerek attığı paslar.



Orta sahada ki Selçuk ve Sneijder'in en büyük ortak özelliği ayaklarında çok fazla top tutmamaları.Tekte oynayarak Galatasaray'ın hücumunu hızlandırmaları.Özellikle savunma arkasına çok iyi koşular yapan Burak Yılmaz gibi bir silah için bu çok büyük bir nimet.Gaziantep maçında atılan ilk golde Hamit - Sneijder-Selçuk-Drogba-Burak Yılmaz'ın paslaşması ve Sneider'in ilk pasın ardından attığı 40 metrelik deparla sıfırdan attığı gol , bu pas bağlantısına en güzel örnek oldu.İkinci golde de hızlı oynamanın önemini tekrardan gördük.Sneijder'in aynı şekilde orta sahada aldığı topu hiç bekletmeden 30 metrelik uzun topla Burak Yılmaz'a servisi sonucunda Burak'ın kazandırdığı penaltı , skoru Galatasaray lehine 2-0 yaptı.

Galatasaray'ın ileri hattı kaliteli ayaklarla skoru bir anda değiştirebilirken,son pas tercihlerinde ki hataları ve zaman zaman "lakayıt" oyun anlayışı Fenerbahçe ve Gaziantep maçlarında son dakikaların stresli geçmesine sebebiyet verdi.Fatih Terim'in cezasının son bulup tekrardan kulübede ki yerini almasıyla bu hataların son bulacağı aşikar.

Galatasaray geçen sezon Avrupa maçları sebebiyle sıklıkla yaptığı , skoru bulduktan sonra oyunu rölantiye çevirip "aktif dinlenme"  ayağa pas ile maçı bitirme stratejisi ilk haftalarda Galatasaray'ın başına iş açabilir.Gaziantep maçında 2-0'dan sonra bu senaryo tekrarlandı.Genç forvet Muhammed'in jeneriklik golü sonrası ufak bir telaş görüldü.Takımın aklına "acaba" sorusu düştüğü için çok fazla pas hatası oldu ve maçı bir an önce skoru koruyarak bitirme mantığı takımı oyundan düşürdü.Bu mantalitenin eseri olarak Fenerbahçe maçında olduğu gibi Gaziantep'de son dakikalarda Galatasaray kalesinde büyük baskı oluşturdu.



Sezona iyi başlayan isimlerden Sneijder'in haricinde 2008 yılından beri Galatasaray'ın kadrosunda bulunan Hakan Balta haftanın kazananı oldu.İlk yarının sonlarında ceza sahasında yakaladığı iki net pozisyon Hakan Balta'dan ümidi kesenleri haksız çıkardı.Hakan Balta'yı en son ceza sahasında gördüğümüzde Sene:2012 , Yer: Kadıköy , Rakip:Fenerbahçe'ydi.O maçta da Galatasaray'ın 2.golünü atarak maçta ki eşitliğin yakalanmasını sağlamıştı.Gaziantep maçında bu performansın fazlasını ortaya koyarak bu sezona çok iyi başladığını gösterdi.Yaptığı bindirmeler ve ortalar takımın hücum zenginliği açısından çok önemliydi.

Takım her ne kadar hazır olmasa da 70 dakika oynadıkları futbolla taraftara keyif verdi.Burak Yılmaz'ın golle dönmesi önemli , Hamit Altıntop'un "Galatasaray'ın el freni" olma özelliğinden vazgeçmesi de bir o kadar elzem.Chedjou-Semih uyumu şuana kadar istenilenilen seviyede değil.Chedjou'nun performansı şuana kadar yetersiz görünüyor,bence biraz daha zamana ihtiyacı var.Ebuoe ise hücumda ki etkinliğini bu maçta da fazlasıyla gösterdi.Ebuoe'nin her ikili mücadele sonrası yerde yatıp,sağlık ekibi gelmeden kalkmaması artık "kabak tadı" vermeye başladı.Bu huyundan vazgeçtiği anda çok daha güzel bir "Manu" performansı izleyeceğiz.



"Gezi Parkı" Gerginliği

Gezi Parkı sürecinden hiç bahsetmiyorum herkes konuya yeteri kadar vakıfdır.Bizi ilgilendiren kısmı,uzun süredir Galatasaray taraftarlarını temsil ettiğini söyleyen ultrAslan'ın Gezi Parkı olaylarında takındığı tavır sonrası,kendileri ile aynı fikri savunmayan Galatasaray taraftarları arasında bir mücadele baş göstermişti.Bu mücadele "Gezi Olayları" akabininde sosyal medya üzerinden alevlenirken , Gaziantep maçında iyice gözler önüne çıktı.Takımlar seramoniye çıkarken söylenen "her yer Taksim , her yer direniş" sloganı Pegasus haricinde ki bütün tribünü bir anda sardı.UltrAslan bu sloganı tezahüratla bastırmaya çalıştı ama  infial öyle tezahüratla bastırılacak gibi değildi.Daha önceden sosyal medyada planlandığı şekilde 34.dakikada "her yer Taksim , her yer direniş" sloganı Ali Sami Yen TT Arena'da tekrar duyuldu.Bu sefer daha büyük bir sesle stad inlerken peşinden "sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım" sloganı geldi.UltrAslan bu sloganlara ıslık ve yuhlamalarla cevap verdi.Ortalık bir anda karışırken , Pegasus ve Opel tribünlerinde ufak çaplı gerginlikler yaşandı.

Öncelikle söylemem gereken bir husus var ki , hayatımda "polis'i savunan ultras" dün geceye kadar hiç görmemiştim.Tribün kültürüne ve adabına aykırıdır."ACAB" diye bir şey var sen neyi savunuyorsun ? ultrAslan olmayan veya kendilerine ultrAslan adını vermeyen Galatasaray taraftarı ile ultrAslan arasında uzunca bir süredir gerginlik var.Bunun sebepleri arasında karaborsa,Tayfa'ya mensup elemaların tavırları,stadda ki besteler,ultrAslan'ın yandaş duruşu vs. tüm bunlar Galatasaray tribünlerinde "ben ultrAslan değilim" nidalarının daha yüksek sesle duyulmasına sebebiyet verdi.Bu sene birçok eski tribün emekçisi arkadaşlar tribünü sırf bu sebeplerden bıraktı.Yani işin aslına bakarsak mevzu sadece "Gezi Parkı" değil.Bu bir iç hesaplaşmaydı bir nevi.İşin ilginç kısmı bu hesaplaşmanın şuan yeni başladığıdır.Tek temennim Galatasaray'ın bundan zararsız çıkmasıdır.Bölünen tribün hiçbir zaman fayda getirmez sadece kulübe zarar getirir.Bu sebepten dolayı en yakın zamanda aklı selim bir şekilde orta yol bulunup "Galatasaray" paydasında tekrar birleşilmesidir.

"Tekyumruk"

Sosyal medya üzerinde artan "Tekyumruk" popülaritesiyle beraber "ultrAslan"ın alternatifi gibi görülmesi yanlış.Tekyumruk'un misyonu tribün kovalamak değildir.Sadece kendi doğrularıyla beraber Galatasaray'ı her maçında desteklerler.Tribünden nemalanmaz ve zamanının büyük kısmını tribüne veremezler.Hiçbirini sette,sahaya arkası dönük göremezsiniz.En büyük mottaları "endüstriyel futbola karşı" olduğu için rant peşinde veya reklam peşinde koşamazlar.Bu sebeplerden dolayıdır ki onların Galatasaray tribünleri için "Yürüyedur" olmasını beklemek hayalcilik olur.Galatasaray tribünü kendi içerisinde bir reforma gidecektir.Buradan ultrAslan'ın tamamen ortadan kaldırılması çıkarılmasın.Dışarıdan açıkça görülen olaylar değişmeli ve Rahmetli Alpaslan Dikmen'in çizgisinden sapılmamalıdır.UltrAslan'ın kuruluşundan beri söylenen "Tam Bağımsız ultrAslan" ibaresi anlamını yitirmemelidir.

Dün ölüm yıldönümü olan Tevfik Fikret'e rahmet okuyarak , kendisinden uyarlanan bir şiirle bitirelim.

Kimseden bir fayda ummam ben,dilenmem kol kanat;
Kendi gökkubbemde kendim gezginim
Bir eğik baş,boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür , vicdanı hür GALATASARAY TARAFTARIYIM...






18 Ağustos 2013 Pazar

Galatasaray - Fenerbahçe Maç Yazısı | "Before and After"

Süper Kupa Finali'ne Doğru

Geçen yıl Erzurum'un ev sahipliği yaptığı Süper Kupa Finali , bu sene Kayseri'de düzenlendi.Geçen senenin Süper Lig Şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası sahibi Fenerbahçe , geçen yıl olduğu gibi bir kez daha Süper Kupa'da karşı karşıya geldi.




Fenerbahçe

Sezona hoca değişikliğine giderek başlayan Fenerbahçe , Aykut Kocaman'ın yerine Ersun Yanal'ı takımın başına getirdi.Ersun Yanal'ın eski öğrencisi Alper Potuk , İbb'nin orta sahadaki yıldızı Samuel Holmen , Zenit'ten Portekizli stoper Bruno Alves,Bayern Leverkusen'den sol bek Michal Kadlec ve Spartak Moskova'dan Emenike takıma katıldı.Kadro olarak yenilenen Fenerbahçe , hafta ortasında Salzburg'u elemesine rağmen ortaya koyduğu performansıyla eleştirilere maruz kalmıştı.Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'si geçen seneye göre daha fazla önde basan , defansı orta sahaya yakın kurup , bloklar arası mesafeyi kısaltan bir mantaliteyle mücadele etmeye çalışıyordu.Salzburg'un hareketli ve genç oyuncuları pas bağlantılarını doğru kurduğu için baskıdan kolay kurtulup Fenerbahçe kalesinde birçok pozisyon bulmuştu ancak Fenerbahçe bu Avrupa sınavından başarıyla çıkmıştı.Fenerbahçe bu moralle 11 Ağustos'da oynanacak Süper Kupa Finali'ne odaklanmıştı.



Galatasaray

Geçtiğimiz yılın Süper Lig Şampiyonu ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finalisti Galatasaray , sezona geçtiğimiz yıl Fransa'da en iyi stoper seçilen Aurelien Chedjou ve Sivasspor'un başarılı orta sahası Erman Kılıç hamleleri ile başladı.Geçtiğimiz yıl kiralık olarak forma giyen Umut Bulut ve Felipe Melo takıma yeniden katıldı.Süper Kupa öncesi katıldığı Emirates Cup'ı kazanan Galatasaray , Londra'dan İstanbul'a büyük moralle döndü.Hazırlık kampı süresince en büyük sorun ise defans bölgesinde yapılan hatalar ve stoperlerin uyumsuzluğuydu.Emirates Cup'ta sakatlığı sebebiyle forma giyemeyen Burak Yılmaz'ın form durumu Fatih Terim'i düşündüren bir diğer husustu.

Şşşşşşşşşttttttt   1 2 3 ...

Süper Kupa Finali , Kayseri'nin ev sahipliğinde , dolu tribünler önünde güzel bir mücadeleye sahne oldu.Maçın başlama düdüğüyle beraber Fenerbahçe orta sahası, Galatasaray'ın orta sahasında ki Selçuk İnan ve Felipe Melo'ya yakın oynayarak pas alışverişini kesmeyi amaçladı.Fenerbahçe'nin önde basarak Galatasaray'ı çıkartmama düşüncesi ilk 20 dakikada etkili oldu.Galatasaray kendi yarı sahasında yaptığı pas alışverişiyle Fenerbahçe'nin baskısından kurtulmaya çalışırken pozisyon üretmekte oldukça zorlandı.Ancak Fenerbahçe'nin önde basıp rakibi bozma düşüncesi takımın kondisyonunun düşmesinden dolayı 20.dakikadan sonra azaldı.Galatasaray daha fazla hareket alanı bulmaya ve Mehmet Topuz'un kanadından Nordin Amrabat ile daha fazla pozisyonlar üretmeye başladı.Gökhan Gönül'ün yokluğunda sağ bek mevkisinde görev alan Mehmet Topuz kademe ve duruş hatalarıyla takımının savunma dengesini bozdu.20. dakika geçilirken Drogba'nın müsait pozisyonda Mert Günok'u geçememesi ilk tehlikeli pozisyon olarak hafızalara kazındı.24.dakikada Sow , Drogba'ya nazire yaparcasına ceza sahasında ayağına gelen fırsatı "ıska" geçerek değerlendiremedi.Galatasaray ilk yarım saat sonrası kalede genç Mert'in olmasından faydalanmak isteyen bir düşünceyle uzaktan şutlarla gol aradı.20.dakikada Drogba'nın pozisyonunu kurtaran Mert , daha özgüvenli bir şekilde kalesini gole kapattı ve ilk yarı başladığı gibi 0-0 bitti.


İkinci yarı Galatasaray'ın artan baskısı ile başladı.45 ila 60. dakikalar arası orta saha hakimiyetini ele alan Galatasaray , ceza sahası çevresinden çektiği şutlarla gol aradı.Kapalı tribün önünde , korner çizgisine yakın bir noktada Drogba'yı faulle durduran Bruno Alves , gördüğü sarı kartın ardından çok geçmeden Felipe Melo'ya yaptığı faul sonrası ikinci sarı kartla oyundan atıldı.63.dakikada 10 kişi kalan Fenerbahçe , Mehmet Topal'ı stopere çekerek orta sahada bir kişi eksik mücadele etmeyi göze aldı.Orta saha hakimiyetini tamamen eline alan Galatasaray baskısını arttırdı.Artan baskıyla birçok pozisyona girilse de , Galatasaray adına yanlış pas tercihleri veya son vuruşlarda ki beceriksizlik arzu edilen skoru getirmedi.Ersun Yanal , 81.dakikada Webo'yu kenara alıp Kadlec'i oyuna sokarak oyunu dengelemek istedi.Mehmet Topal tekrar orta sahada ki yerini aldı ve ileride tek forvet Sow olarak mücadelenin 90 dakikası tamamlandı.

90 +

Yorgunluğunda etkisiyle uzatma dakikalarında iki takım oyuna kontrollü başladı.Galatasaray'da oyuna 81.dakikada Amrabat'ın yerine dahil olan Erman Kılıç ve Hakan Balta ile sol kanattan etkili ataklar yarattı.Mehmet Topuz'un kanadından çok fazla açık veren Fenerbahçe , Hakan Balta'nın ortasında Drogba'nın kafasına engel olamayarak 99.dakikada 1-0 mağlup duruma düştü.Finallerin adamı Didier Drogba , Süper Kupa Finali'nde sahne alarak "Gerçek Galatasaraylı"oluyordu.Skorun 1-0 olmasından sonra Galatasaray oyunu geride kabul etmeye başladı.Bu dakikalarda Sow'un kafası direkten dönerken yine Sow'un vuruşunu Muslera kornere tokatladı.Uzatmanın ikinci yarısında Fenerbahçe'nin baskısı sonuç getirmezken , Kayseri'de düzenlenen Süper Kupa 'nın sahibi üstüste 2.kez Galatasaray oluyordu.


Süper Kupa'nın Ardından

Türkiye'de futbol sezonunun açılış maçı , iki takımın fizik olarak yetersiz olduğunun çok net bir şekilde gözler önüne serdi.İki kaliteli takımdan daha hazır ve daha oturmuş bir kadroya sahip olan Galatasaray bu büyük mücadeleden zaferle ayrıldı.

Türk Futbolu'na bugüne dek bir çok kaleci armağan eden Fenerbahçe , bunlara bir yenisini Mert Günok'u ekledi.99 dakika boyunca kalesinde yaşadığı pozisyonlara geçit vermezken , "Çare Drogba"nın nefis kafasında "çaresiz" kaldı.Fenerbahçe'nin Volkan Demirel'den sonra kalesini uzun yıllar emanet edeceği Mert , bu maçta ki performansı ile büyük saygı haketti.

Ersun Yanal'ın oynatmak istediği hücum futbolu ve önde basan ekip görüntüsü sadece yarım saat sürdü.Bu oyun felsefesinde olmazsa olmaz "kondisyon" olduğu için Fenerbahçe'nin hazır olmaması bunda büyük etken oldu.Fenerbahçe ligin ilk 6 haftasını minimum puan kaybı ile atlatırsa sezonun geri kalan kısmında zevk veren bir takım haline gelecektir.

Özellikle sağ bek Gökhan Gönül ve Raul Meireles'in sakatlığı Fenerbahçe'nin dengesini bozmakta.Gökhan Gönül'ün yokluğunda Mehmet Topuz'un savunma zaafları Süper Kupa Finali'nde çok net bir şekilde görüldü.Meireles'in Fenerbahçe orta sahası için ne kadar önemli bir oyuncu olduğu bu maçtaki eksikliğiyle çok net görüldü.Salzburg maçında oyundan çıktıktan sonra takımın hücuma çıkmakta oldukça zorlandığı görülmüştü.Bu maçta Emre'nin yeteri kadar hazır olmayışı ve Mehmet Topal'ın salt bir kesici olması , takımı ileriye taşımakta yetersiz hale getirdi.

Fenerbahçe'de Mert Günok'tan sonra maçın en iyi ismi Hasan Ali Kaldırım'dı.Bölgesini çok iyi savunurken , yer yer katıldığı ataklarla Sow ve Webo'yu ortalarıyla golle buluşturmaya çalıştı.İzlediğimiz Kadlec , Hasan Ali Kaldırım'dan iyi değil.Kadlec'ten stoper bölgesinde  faydalanılması Fenerbahçe'nin lehine olacaktır.Bruno Alves atılana kadar Fenerbahçe'de en etkili oyunculardan biriydi.Gerek savunmayı toparlaması gerekse pasla defanstan çıkan yapısıyla bu sezon Fenerbahçe'ye çok fazla şey katacaktır.

Sow , herzamanki azmi ve çalışkanlığı ile takdir toplarken , Webo ve Kuyt ise bu maçta pek ortalarda gözükmedi.Gerek istedikleri pozisyonlarda topla buluşamamaları gerekse hazır olmayışlarından bu maçta etkisiz bir görüntü çizdiler.

Geçtiğimiz 2 sezonun aksine 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya çıkan Galatasaray bu maçta rakibine orta sahada ki isimleri ile üstünlük sağlarken , maçın başındaki en büyük tereddüt olan defansif zaafiyetlerini aşmayı bildi.Fatih Terim'in öğrencileri Süper Kupa Finali'nde kanatları etkin kullanarak tek forvet Drogba'yı golle buluşturmayı amaçladı.Maç boyu yapılan ortalarda Galatasaray 12/3 isabet sağlarken Fenerbahçe 5/0 'da kaldı.

Galatasaray cephesinde ilk 11'ler açıklandığında Gökhan - Semih ikilisi büyük süprizdi.Fatih Terim , Amrabat'ı oynatarak hakedene formayı teslim etmişti.Amrabat bu şansı iyi kullanırken , Galatasaray'ın bütün pozisyonlarında etkin rol aldı.Defans hattında ki ikili Gökhan ve Semih uyumlu gözükürken , senelerdir taraftarlar için üvey evlat muamelesi gören Hakan Balta çok iyi bir maç çıkardı.Savunmada ve hücumda çok efektik oynarken , Drogba'ya yaptığı orta "al da at" şeklindeydi.

Mondragon'dan sonra kaleci sorunuyla boğuşan Galatasaray , 2011-2012 sezonu başında Lazio'dan transfer ettiği Muslera , dünyanın sayılı eldivenlerinden olduğunu bu maçtada kanıtladı.Özellikle 1-0'dan sonra artan Fenerbahçe baskısında Sow'a karşı kalesinde devleşti.Muhtemelen bu sene son senesi olacak ama bu Galatasaray efsaneleri arasına adını çoktan yazdırdı.



Sistem gereği maça tek forvet olarak başlayan Didier Drogba , maç boyunca Fenerbahçe savunmacılarına zor anlar yaşattı.Gerek kafa toplarında ki hakimiyeti , gerekse arkadaşlarına açtığı boş alanlar Galatasaray'ın hücum varyasyonlarına zenginlik kattı.Birebirde ki tekniği ile adam eksiltmesi ve çevresinde ki futbolculara hazırladığı pozisyonlar Didier Drogba'nın Galatasaray için ne kadar önemli bir silah olduğunu gösterdi.Drogba'nın maç boyunca kaleye çektiği 8 şuttan 3'ü kaleyi bulurken , 99.dakikada vurduğu nefis kafa şutu Süper Kupa'yı Galatasaray'a getirdi.



Sezona çok iyi hazırlanan Wesley Sneijder ise ilk yarım saatte ki markajdan kurtulmasıyla kendisine daha geniş alanlar buldu.Bu sayede gerek attığı şutlar gerekse arkadaşlarına hazırladığı pozisyonlarla bu sezona ne kadar istekli başladığını gösterdi.Çektiği 5 şutun 4'ü kaleyi bulurken , takımın pas alışverişine katkısıyla Galatasaray'ın Fenerbahçe baskısından sıyrılmasında etkili oldu.

Her sezon başı olduğu gibi Selçuk İnan yine temposuz göründü.Sene başı yüklemelerinden ötürü form düşüklüğü gözlenen Selçuk , ilk 5 hafta sonrası kendini bulacaktır.Bu maçta Emre'nin uyguladığı markajdan kurtulmakta zorlanırken ikinci yarıda daha iyi bir görüntü çizdi.Çektiği şutlarla kaleyi sık sık yoklarken , ceza sahası içerisinde müsait bir pozisyonda sol ayak içi ile topu dışarı gönderdi.Geçtiğimiz 2 sene içerisinde Ebuoe'nin kanat akınlarında kendisini en çok besleyen isim olan Selçuk , bu maçta bir çok pozisyonda kendisini görmedi.Kampta yaşadıkları tartışmanın bunda rolü var mıdır bilinmez ama iki pozisyonda şut atmak yerine Ebuoe'ye oynasa %100'lük pozisyon hazırlayacaktı.

Her iki takım adına centilmence geçen bir derbi Galatasaray'ın üstünlüğü ile son bulurken Türk Futbolu adına güzel sahnelerde yaşandı.Bunlar arasında kupa töreni sırasında Fenerbahçe tribününde kupanın olaysız bir şekilde verilmesi ve Fenerbahçe taraftarlarının Başkan Ünal Aysal ile fotoğraf çektirmesi önemliydi.Geçen sezon seramoniye katılmayan Fenerbahçe bu sene seramonide ki yerini aldı.Maç başlamadan bir kaç saat evvel polisin Galatasaray tribününe saldırması üzücü olaylar arasındaydı.Futbolcuların maç sonrası birbirine sarılması ve dostça sohbetleri güzel görüntüler sundu.Kupa töreninde madalyaların karışması ve Şampiyon takıma ikincilik madalyası takılması TFF adına eksi bir not olarak hanelerine kaydedildi.Son bir notta kupa kaldırılmadan konfetileri patlatan görevlilere "erken öten horozun" akıbetini hepiniz biliyorsunuzdur.

*İstatistikler www.matchstudy.com

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Değerlendirme | Yeni Sezonda Galatasaray

İlk Etap "Birmingham"




Galatasaray 2013 -2014 sezonu için 1 Temmuz'da Florya Metin Oktay Tesisleri'nde top başı yaptı.İlk kamp dönemi alışılmışın dışında bir yer olan Birmingham'da , İngiltere Milli Takımı’nın kullandığı ve 100 milyon pounda yaptırılan St. George’s Park’tı.Galatasaray , Birmingham kampında oynadığı ilk hazırlık maçı 13.07.2013 tarihinde Shrewbury'ye karşı idi.Galatasaray maçtan Emre Çolak , Amrabat ve Sneijder'in golleriyle 3-0 galip ayrılarak ısınma turuna çıkıyordu.











Büyük Çınar "Notts County"

Birmingham kampının ikinci hazırlık maçı , futbol tarihinin en eski kulübü olan Notts County'ye karşıydı.Yedek ağırlıklı bir kadro ile maça başlayan Galatasaray, 1-0 geriye düştüğü maçı yıldızlarının devreye girmesi ile 2-1 kazanıyor , goller ise Burak Yılmaz ve Sneijder'den geliyordu.


*Notts County kuruluş yılı 1862.


Yükselen Performans "Wesley Sneijder"

Birmingham kampında dikkat çeken isimlerden Wesley Sneijder , istekli görüntüsüyle taraftara büyük umut veriyordu.Galatasaray altyapısından yetişen , Frank Rijkaard döneminde A takıma yükselen ve Fatih Terim 'in daha çok şans tanımasıyla as kadroda kendisine sık sık yer bulan Emre Çolak , geçen sezon büyük umutlarla Kayseri'den transfer edilen ancak bekleneni bir türlü karşılayamayan Nordin Amrabat kampın yıldızlarındandı.




En Güzel Rüyaların Katili "Defans"

Beklentilerin altında kalan isimler ise stoperde ki hamle ve kademe hatalarıyla Dany , uyum sorunu yaşadığı gözlenen yeni  transfer Aurelien Chedjou ve tatilden kafa olarak dönemeyen (transfer söylentilerinin de etkisi olduğu bir gerçek) Burak Yılmaz'dı.

İzmir'den Galatasaray Geçti

Galatasaray ilk kamp döneminin ardından rotayı İzmir'e , bu sezon mali kriterlere uymadığı için Uefa tarafından ceza alan Malaga ile oynayacağı hazırlık maçına çeviriyordu.Malaga geçen sezonun aksine daha sıradan transferler ve tanıdık bir sima olan Bernd Schuster ile yeni sezona başlıyordu.



İki takım için yeni sezon öncesi güzel verilerin sunulacağı bu müsabaka 3-3 ' lük eşitlik ile sona eriyordu.Bu maçtan akıllarda kalan önemli doneler Sneijder'in eski performansına dönüşü , Didier Drogba'nın dosta güven / düşmana korku veren performansı , kronikleşen sol bek problemi ve sezona saatli bomba kıvamında başlayan Dany'nin sebebiyet verdiği penaltı ve kırmızı kartıydı.Sıcak İzmir akşamında Galatasaray'ın golleri ise Sneijder,Drogba ve Kazım Kazım'dan geliyordu.


İkinci Etap "Bled Kampı

2.dönem kamp yeri ise Fatih Terim'in favori yeri Slovenya'nın Bled kasabası oluyordu.



*Bled Gölü- Slovenya

2011-2012 sezonunda ilk kez kamp için gidilen Bled , muhteşem tabiatı ve oyuncular için rehabilitasyon görevi gören doğasıyla Galatasaray'ın her sezon başı kampında gittiği bir tesis haline geldi.Takım burada Scott Piri'nin hazırladığı program doğrultusunda hazırlıklarını sıklaştırıyor , yeni sezon için kondisyon depoluyordu.



*Selçuk İnan ve Gökhan Zan , ağır antrenmanlar sonrası kan akışının hızlanması için buz kovasında.

Gizli Kahraman "Scott Piri"



*Scott Riri , 2006 Dünya Kupası'nda  Almanya Milli Futbol Takımı'nın kondisyoneriydi.Fatih Terim'in istediği üzerine 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası için Türkiye Millî Futbol Takımı için görev almıştır.2011-2012 sezonuyla beraber Galatasaray'da Fatih Terim'in ekibinde görev almaya başlamıştır.

Dany 3-1 Galatasaray

Galatasaray Bled kampının ardından Napoli ile sezon açılışı kapsamında İtalya'da karşılaşıyordu.Takımın yıldızı Cavani'nin Psg'ye 64,5 Milyon Euro gibi astronomik bir bedelle transfer olmuştu.Takımın başına geçen Rafa Benitez ile Real Madrid'den alınan Higuain , Callejon , Albiol ve Liverpool'dan kiralanan Reina ile Seri A'ya iddalı bir giriş peşinde olan Napoli maça hızlı başlıyordu.Sol kanattan gelişen Napoli atağında Dany'nin arka direkte unuttuğu Goran Pandev Napoli'yi 1-0 öne geçiriyordu.Galatasaray etkisiz bir oyunla soyunma odasına 1-0'lık mağlubiyetle gidiyordu.Sahada gezinen Burak Yılmaz ikinci yarıda yerini Nordin Amrabat'a bırakarak formasyon 4-2-3-1 ' e dönüyordu.İlk yarıda organize atak geliştirmede sıkıntılar yaşayan Galatasaray , Nordin Amrabat 'ın sol kanattan taşıdığı toplarla Napoli'ye baskısını hissettirmeye başlıyordu.58. dakikada yine sol kanattan süratle ceza sahasına giren Nordin Amrabat jeneriklik bir gole imza atıyordu.Skorun 1-1 ' e gelmesi ile oyun orta saha mücadelesine dönüşmüştü.Dakikalar 81'i gösterdiğinde defansın ortasına atılan derin topla hareketlenen Zuniga , Dany'nin hamle hatasından faydalanarak skoru 2-1'e getiriyordu.Maç bu şekilde bitecek derken yine defansın belalı ismi Dany , Malaga maçında olduğu gibi bir penaltıya sebebiyet verip kırmızı kart ile oyun dışında kalıyordu.Muslera ise bu karara aşırı tepki gösterip Galatasaray'ı 9 kişi bırakıyordu.Topun başına geçen İnsigne skoru belirleyen oyuncu oldu.






Çıkarılan Dersler

Napoli maçından çıkarılması gereken çok önemli dersler vardı.Takım savunmasında gösterilen zaafiyet , sol bek sorunu , Dany-Chedjou 'nun uyumsuzluğu , Burak Yılmaz'ın formsuzluğu , Hamit Altıntop'un uzun zamandır istenileni verememesi , kanatların üretken olmayışı gibi...

Takım iki yarıda farklı şablonlarla oyuna başladı.İlk yarıda geçen sezonun devamı niteliğinde olan 4-3-1-2 istenilen üretkenliği sağlamazken ikinci yarıda ki Amrabat'ın istekli oyunuyla başlanan 4-2-3-1 olumlu sinyaller verdi.Bu maç sonrası Galatasaray'ın kanat etkinliğini arttırabilmek için iki bekini oyuna daha fazla sokabilmesi gerekmekteydi.

Napoli maçında gözüken ve bu sene daha fazla görülecek bir hususta ayağa daha fazla pas yapmak isteyen bir Galatasaray olacağı.Fatih Terim sezon başı kampında sürekli topun kendilerinde kalmasını istiyor.Ayağa pas ile savunmayı daha önde kurmayı planlarken , pas akışının hızlanması gerektiği Napoli maçında çıkan derslerden başlıcasıydı.İmparator geçen sezonun ilk yarısında bu planı uygulamak istemişti ancak takımın üretken isimlerinden istenilen katkı alınamamıştı.Bu sene Wesley Sneijder , Felipe Melo ve Selçuk İnan ile kuracağı orta saha , pas oyununu daha iyi oynayabilir.

Emirates Cup 2013

2007 yılından bu yana Arsenal'in ev sahipliğinde düzenlenen Emirates Cup dünyanın en prestijli turnuvalarından birisi olarak gösterilmektedir.Daha önce bu turnuvayı kazanan takımlar arasında 3 kez ev sahibi Arsenal ve birer kez Hamburg ile New York Red Bulls'dur.Turnuvaya daha önce ki yıllarda katılan takımlar arasında R.Madrid , İnter , Psg , A.Madrid , Valencia , Juventus gibi dünyanın önde gelen ekipleri bulunmaktadır.



Galatasaray 2013-2014 sezonu hazırlıkları çerçevesinde , Porto,Napoli ve Arsenal gibi bu prestijli turnuvanın  konuklarından biri oluyordu.4 takım bir grupta iki günde iki maç oynayacaktı.Gruplarda kazanılan maçlara 3 , beraberliğe 1 , atılan her gole 1 puan verilirken en çok puanı toplayan takım şampiyon olarak bu özel kupayı müzesine götürmektedir.

Açılış Maçı : Galatasaray 1-0 Porto 

Turnuvanın açılış maçı Galatasaray ile Porto arasında oynandı.Porto müsabakaya Jackson Martinez ve yeni "Neymar" olarak gösterilen Kelvin de Oliveira ile etkili başladı.18. dakikada daha önceki maçlarda hatalarıyla dikkat çeken Dany , Silvestre Varela ' yı ceza sahası içerisinde düşürüp penaltıya sebebiyet verdi.Penaltılarda ki kurtarışlarıyla bilinen Muslera , Jackson Martinez'e geçit vermeyerek takım için ne kadar önemli bir isim olduğunu tekrar gösterdi.İlk yarıda oldukça etkisiz bir görüntü çizen Galatasaray , Porto baskısını kırıp rakip kalede pozisyon üretmekte zorlandı.



İkinci yarıda ise daha üretken bir Galatasaray vardı.Amrabat ile sol kanattan etkili ataklar geliştirip Sneijder ve Drogba pozisyonlar yakaladı.69. dakikada sağ kanattan ceza sahasına giren Ebuoe , Mangala tarafından düşürüldü ve İngiliz hakem Andre Marriner Galatasaray lehine penaltı noktasını gösterdi.Topun başına geçen Felipe Melo , Galatasaray'ı 1-0 öne geçiren golü atıyordu.Dakikalar 76'yı gösterirken Galatasaray ceza sahası içerisine giren Danilo Silva , Aurelien Chedjou tarafından düşürüldü ve İngiliz hakem Andre Marriner maçta üçüncü kez penaltı noktasını gösterdi.Porto'da penaltıyı kullanmak için topun başına geçen Lucho Gonzalez penaltıdan faydalanamazken maçta Melo'nun golüyle 1-0 sonuçlandı.

İkinci yarıdaki etkili oyunuyla maçı kazanmayı bilen Galatasaray , savunmada yaşanılan sıkıntılara bu maçta da çözüm üretemedi.Hamle ve kademe hatalarının sebep olduğu 2 penaltı canları sıkarken ; Amrabat , Sneijder ve Drogba'nın formu yüzleri güldürdü.

Tarih Tekerrürden İbarettir : Galatasaray 2-1 Arsenal

Emirates Cup 2013 ikinci gününde sıra Arsenal - Galatasaray müsabakasına geldi.Uefa Kupası Finali'nden 13 yıl sonra ilk kez karşı karşıya gelecek olan iki takım için bu maç farklı bir anlam ifade ediyordu.Arsene Wenger ve Fatih Terim yine bir final maçında karşılaşıyor , Ebuoe yıllarca formasını giydiği "Gunners" ekibine karşı 2 yıl sonra Galatasaray kaptanı olarak sahaya çıkıyor , daha önce Arsenal'e karşı 13 golü bulunan Didier Drogba ise belalısı olduğu Arsenal'e karşı bu sayıyı arttırmak için ikinci yarıyı bekliyordu.



Galatasaray maça Sneijder , Drogba gibi yıldızlarını dinlendirerek Elmander ve Umut Bulut ile başladı.Sistem olarak klasik 4-4-2 oynayıp ileride baskı kurmayı hedefledi.Ancak maça Arsenal hızlı başladı.Yaya Sanogo , Theo Walcott ve Santi Cazorla ile pozisyonlar aradı.38.dakikada Theo Walcott'un ortası hiç kimseye çarpmadan Galatasaray fileleri ile buluştu.Geçen maçların aksine defansta daha az hata yapan Galatasaray'da , sakatlıktan dönen "Evlad-ı Fatihan Semih Kaya" kendisini belli etti.Savunma kurgusunu takım halinde gerçekleştiren Fatih Terim'in öğrencileri , bloklar arası yardımlaşmayı daha yukarılara çıkardı.Bu sayede çok fazla pozisyon verilmeden , yenilen şans golüyle ilk devre 1-0 mağlubiyetle neticelendi.

İkinci yarıda Arsenal 'in belalısı Didier Drogba ve hazırlık kampının yıldızı Wesley Sneijder oyuna dahil oldu.Yıldızlarının etkisi ile Arsenal kalesine oyunu yıkan sarı kırmızılı ekip , daha fazla etkili pozisyonlar bulmaya başladı.77. dakikada yerde kalan Drogba için İngiliz Hakem Jonathan Moss penaltı noktasını gösteriyordu.Arsenal'e karşı daha önce 13 golü bulunan Didier Drogba , topun başına geçen isim oldu.Kaleci Wojciech Szczesny'yi mağlup etmeyi başardı.Drogba'nın penaltısı ile maça 1-1'lik eşitlik geliyordu.Galatasaray skorun eşitlenmesi ile galibiyet için daha fazla yüklenen taraf oldu.Wesley Sneijder'in pasıyla Mertesacker'den sıyrılan Drogba , Arsenal'e karşı 15. golünü 86. dakikada atarak Galatasaray'ı 2-1 öne taşıdı.Bu skor ile Emirtes Cup 2013'ün sahibi turnuvaya ilk kez katılan Galatasaray oluyordu.Ayrıca yine bir final müsabakasında İmparator Fatih Terim'in öğrencileri Arsene Wenger'in Arsenal'ini mağlup etmeyi başarıyordu.




13 Ağustos 2013 Salı

Değerlendirme | Galatasaray 2013 - 2014 Transfer Sezonu

Aurelien Chedjou

Galatasaray sezonun ilk transferi olarak Lille'de başarılı bir sezon geçiren ve Fransa'da yılın defans oyuncusu seçilen Kamerun vatandaşı Aurelien Chedjou'yu renklerine katarak başladı.Bonservisi için Lille takımına 6,3 Milyon Euro , yıllık 2.2 Milyon Euro sabit transfer ücreti ve 10 Bin Euro maç başı ücreti ile bir kereye mahsus olmak üzere 200 Bin Euro imza ücretiyle anlaşmaya varıldı.Aurelien Chedjou , bir stoper için fazlasıyla iyi bir tekniğe sahip.Kafa toplarında ki etkinliği , süratli yapısı ile önde oynamak isteyen Galatasaray için faydalı bir transfer olarak göze çarpmakta.Şuanda takıma olan uyum sorunu , fiziken hazır olmaması en büyük dezavantajları.Dany'de yaşanılan oyun içerisinde ki "risk alma" olayı Aurelien Chedjou'da fazlasıyla bulunmakta.Geçen sezon Psg ile oynadıkları maçta İbrahimoviç'e defansta attığı çalım buna en bariz örnek.Fatih Terim'in elinde Semih Kaya ile iyi bir ikili olabilirse Şampiyonlar Ligi için ümitler artabilir.



Erman Kılıç

Sivasspor ile sözleşmesi sezon sonu biten Erman Kılıç , bonservis bedeli ödenmeden 2+1 yıllık imzayı atarak Galatasaray'a katıldı.Her sezon için 950 Bin TL sabit transfer ücreti ve 20 Bin TL maçbaşı ücreti şeklinde anlaşma sağlandı.2012-2013 sezonunda Sivasspor ile 44 maça çıkan Erman bu maçlarda 9 gol 14 asist üretti.Asıl mevkisi forvet arkası olsa da sağ ve sol kanatta oynayarak hücum zenginliği yaratması açısından önemli.Gerek uzaktan şutları , gerekse asist özellikleri ile hücum varyasyonu açısından Fatih Terim'in sevdiği tipte bir oyuncu.Yabancı kontenjanı düşünüldüğünde sol kanatta Nordin Amrabat'ın çoğu maçta oynayamayacak olması , Emre Çolak ve Erman Kılıç'ı bu pozisyon için rekabete sokacaktır.



Umut Bulut

2012-2013 sezonunun ilk yarısında takıma çok büyük fayda sağlayan Umut Bulut,bu sene itibariyle bonservisiyle Galatasaray'a transfer oldu.Bonservisi için Toulouse takımına 2.7 Milyon Euro , kendisine ise yıllık 1.75 Milyon Euro (her yıl 50 Bin Euro artışla) ve maç başı 15 Bin Euro olarak anlaşma sağlandı.Umut Bulut ileri uçta yaptığı baskı ve takipçiliği ile geçen sezon oynadığı Süper Lig'de 27 maçta 12 gol attı.2012-2013 Süper Kupa Finali'nde , Fenerbahçe'ye karşı 2 gol atarak sezona çok iyi başlamıştı.Devre arası Drogba hamlesi ve Burak Yılmaz'ın yüksek performansı kendisini kulübeye sürüklese de takımın önemli parçalarından birisiydi.Bu sene 6+0+4 kuralı ile kendisine daha fazla iş düşeceği kesin.Geçen sezon iç saha maçlarında sıklıkla Hamit Altıntop'un yerine sağ kanatta izlemiştik.Bu sene de İmparator rotasyonda kendisine fazlaca şans verecektir.Umut'un en büyük eksiği ise topu ayağında tutup ileride arkadaşlarına pozisyon hazırlayamaması.İleride tek kaldığı zaman topu rakip sahada tutamadığı zaman orta sahaya daha fazla yük biniyor.Tekniğinin yetersiz olması bunda en büyük etken.İyi niyeti ve pres gücü ile bu açıklarını kapatmaya çalışıyor.



Felipe Melo (Pitbull) 

2 sezondur Galatasaray'ın şampiyonluğunda Selçuk İnan ile beraber en büyük pay sahibi olan Felipe Melo , bu sezon itibariyle bonservisiyle takıma katıldı.Juventus'a 3.75 Milyon Euro bonservis bedeli , kendisine 3.1 Milyon Euro sabit transfer ücreti ve 25 Bin Euro maç başı ücret ile 3 yıllık sözleşme imzalandı.Felipe Melo takımın en önemli omurgası.Takım savunmasında ki katkısı , iki bekini ileri çıkaran Galatasaray'ın savunmanın ortasına girerek defansı zaman zaman 3'leyen kurgusunda (Geçen sezon Orduspor ve Mersin İdman Yurdu maçlarında çok daha net görüldü) , kazandığı toplarla ileri başarılı paslarla çıkabilen ve adam eksiltebilme yeteneği ile günümüz ön liberolarından kolaylıkla sıyrılmaktadır.Felipe Melo , 2 sezon içerisinde takımın olmazsa olmazlarından bir oyuncu oldu.İlk senesinde İtalya'da "Yılın Bidonu" seçilmiş bir cv ile endişe verse de , Ali Sami Yen Spor Kompleksi TT Arena'da çıktığı ilk maç olan Liverpool karşısında taraftarla girdiği etkileşim takıma nasıl bir hava kattığının habercisi idi.Sezon içerisinde yaşadığı "Riera Skandalı" bile takımda vazgeçilemez olduğunu ispatladı.Galatasaray'da oynadığı 2. sezonda hazırlık dönemi geçirmemesinin etkisini sezonun ilk yarısı boyunca hissetti.Ancak ikinci yarı ile beraber takımın "isyan bayrağı" rolüne tekrardan bürünerek takımın Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final'i görmesinde çok büyük katkı sağladı.Bu sezon transferinin daha erken bitmiş olması ve sezon başı kampının 2.etabı olan Bled Kampı'nda takıma katılması ile geçen sezon yaşanılan fiziksel sorunu kendisine yaşatmayacaktır.

10'un adı Pitbull




12 Ağustos 2013 Pazartesi

55 Yıla Sığan Bir Ömür,Sonsuza Kadar Yaşayacak Bir Efsane



Gerçek efsanenin vücut bulmuş halidir Metin Oktay.

55 seneye sığdırdığı bir tarih...

Taraflı tarafsız herkesin , ülke futbolunun en büyük simgesi olarak kabul gördüğü bir değerdir.

Futbolculuğunun ötesinde bir karakter ve duruştur.

Kendisini sevenleri üzmeyecek kadar vicdan ve merhamet sahibidir.

Fenerbahçe ile oynanan bir maçta , gördüğü kırmızı kartın akabinde Fenerbahçe tribününden kendisine yükselen sinkaflı tezahüratlara karşı elini kalbine götürüp özür dileyecek kadar alçak gönüllüdür.

Karlı bir İstanbul akşamı sokak sokak dolaşıp polislere lokum dağıtacak kadar yardımsever,transfer olduğu Palermo'dan Galatasaray'a olan özlemi sebebiyle geri dönecek kadar duygusaldır.

Hayatının tam ortasına koyduğu parçalıya ve renklerine sadık kalmış bir efsanedir Metin Oktay...

Hepiniz Metin gibi oynayın
Yenilmekten sakın korkmayın
Ruhunuzu koyun bu gün ortaya
Aslan gibi çıkın sahaya...